skip to Main Content

Ağlamayan Bebeğe Kariyer Vermezler

terfiSizler de çalışma hayatınızda “Sorumluluk verilmez, alınır” sözünü duymuş olmalısınız.

“Ha sen vermişsin ha ben almışım ne fark eder. Terfi alacak mıyım? Yükselecek miyim? Bana bunlarda gel sayın yöneticim. Çok çalıştım, çabaladım; çeşitli başarılarım oldu. Hiç dikkatinizi çekmedi mi? ”

Muhtemelen yaptığınız iş ve özveriniz yöneticileriniz tarafından çok net görülüyordur. Gözle görünmese bile artık performans ölçen çeşitli tablolar var. Hedef/Gerçekleşen tabloları bunlardan sadece bir tanesi. Bununla birlikte belirli periyotlarda, bağlı olduğunuz bir üst yöneticinizden hakkınızda raporlar isteniyordur. Bazen yazılı belgeler olabileceği gibi bazen de sözlü olarak sizin durumunuz değerlendiriliyordur. Merak etmeyin yani. Koca bir stadın tam orta sahasında gibi, çıplak ve netsiniz.

Peki Madem Öyle, Neden Terfi Alamadım?

Dedik ya: “sorumluluk verilmez, alınır.” Birileri bu sözleri sırf özlü söz olsun diye söylemiyor. Düşündüğümüz zaman, bize verilmek istenen mesaj çok nettir. Çok başarılı bir çalışan olmanız terfi almanız için yeterli bir neden değildir. Mesela satış sektöründe en iyi satıcılar genellikle yönetici olamaz. Bunun nedeni, hallerinden memnun olmaları olabilir. Asıl önemli nedeni ise bu konuda talepkâr olmamalarıdır.

Profesyonel yöneticiler, yüksek performansla çalışan bir personelin, talep olmadıkça konum veya birimini değiştirmeye kalkmazlar. Çünkü yöneticiler en iyi forvet oyuncusunu teknik direktör yapmanın saha içinde eksiklik yaratacağını iyi bilirler. Bilmedikleri şey ise saha kenarında daha faydalı olup olamayacağınızdır. Personel bunu dile getirmedikçe, hazır olduğunu belli etmedikçe, elini taşın altına sokmadıkça yöneticisi sorumluluk arttırmak konusunda netleşemez. Sizin için olumlu düşünceleri ve terfi ettirme fikri varsa bile siz talep edene kadar erteleyebilir.

“Bana Terfi Verin. Beni Şu Birimin Başına Koyun” Demek mi Gerekiyor?

Netice olarak evet ama teknik olarak hayır. Bu taleplerin altını dolduracak davranışlar olmalı. Örneğin bir üst yöneticinizin izinli olduğu günlerde onun yapması gereken raporlamaları siz yapabilirsiniz. Yöneticinizden bu sorumluluğu istemeniz olumlu izlenim bırakacaktır. Yönetiniz, izinden döndüğünde önünde yığılmış bir sürü iş olacağını hayal ederken kafa dinlemesi çok zordur. Bu yüzden sizin kendisine yaptığınız bu teklifi, bir “yardım teklifi” olarak değerlendirecektir. Oysa ki neden uğraşasınız? Bir sürü işin arasında bir de yöneticinizin arkasını mı toplayacaksınız? Evet, terfi almak istiyorsanız bunu yapabilirsiniz.

Bireysel Değil, Kurum Adına Düşünün.

Tabi iş bu kadarla sınırlı değil. Ara sıra performans yükseltmeye dayalı fikirlerinizi de sunabilirsiniz. “Müdürüm, şöyle yapsak sizce nasıl olur? Bu ürünü ön plana çıkarsak geri dönüşlerin daha etkili olacağını düşündüm. Siz ne dersiniz? Sunumlarımıza bu görselleri eklesek daha çok satabilir miyiz? İş ortağımıza böyle bir teklif sunsak ne der acaba? Kâr artışı sağlar mıyız?” gibisinden sohbetleri kast ediyorum. Bu davranış sizin bireysel değil; takım ruhu ile çalıştığınızı sergiler. Yönetici olmanın en önemli gerekliliklerinden biri de budur zaten: Takım ruhuna sahip olmak, ekip çalışması yapabilmek, bireysel hedeflerin yanında kurumsal çıkarları koruyabilmek.

Kriz Anlarında Elinizi Taşın Altına Sokabilirsiniz

Buraya kadar güzel davranışlar sergiledik. Peki ya şirketin zor anlarında nasıl bir tutum içinde olmalıyız? Örneğin müdürünüz yıllık izinde ve takım lideriniz iki gün raporlu. Haliyle işler zorlaşacak ve bazı cevapları sizin vermeniz gerekecektir. Ya da takımın en önemli oyuncularından (personellerinden) ikisi aynı anda istifa etti/bölge değiştirdi. Üzerinize düşen iş yükünün artacağını tahmin edersiniz.

Bu tam bir fırsattır. Hemen elinizi taşın altına sokarak bu süreçte daha fazla çalışıp daha fazla terlemelisiniz. Süreç uzun olsa bile oflayıp, puflamadan, sabırla ve harıl harıl çalışmanızı tavsiye ederim. Gerekirse birkaç hafta izin kullanmadan ve ek mesailere kalarak şirketin zor günlerinde adeta Superman gibi sorumlulukları üstlenin.

Unutmayın: “Şirketleri robotlar yönetmiyor. İnsanlar diğer insanlarla çalışır.” Özel hayatınızda, zor anlarınızda size destek olan insanların yeri nasıl ki ayrıdır; iş yerlerinde de bu değer asla değişmez. Yaptığınız fedakarlık ve aldığınız sorumluluk gözlerden kaçmayacaktır. En canlı örnek kendimi gösterebilirim. Ben tam da böyle bir zamanda, çalıştığım mağazanın en genç ve en az tecrübeye sahip personeli olmama rağmen, Mağaza Müdür Yardımcısı ünvanına kavuşmuştum. Aylar sonra bir toplantıda Genel Müdürümüz elini omzuma koyarak şunları söylemişti:

“Bünyamin bey’i biz mağaza sorumlusu yapmadık aslında. O kendi kendine o gömleği giydi ve çok yakıştı. Elini taşın altına sokarak bize neler yapabileceğini gösterdi. Kendisini tebrik ederim.”

Sorumluluk İsteyin

-Bundan sonra x tabloları ben takip edebilirim.

-X reyonun düzenini siz düşünmeyin. Ben hallederim (halletmek, pek hoş bir kelime olmayabilir ama genelde karşı tarafı rahatlatır)

-Müşterileri ben ağırlarım. Yardıma ihtiyacım olursa sizi dahilinizden ararım. Bana güvenebilirsiniz

Yukarıdaki örnek cümleler/talepler ile başlıkta ne demek istediğimi anlatabildiğimi düşünüyorum. Yöneticinizden sorumluluk isteyin. Kendi kendinize iş alın başınıza:) İhale size kalsın. Merak etmeyin karşılığı olacaktır 😉

Kişisel Vizyon Belirtin. Kariyer Beklentilerinizi Dile Getirin

Bu alt başlık içeriğin en önemli konusunudur. Ana başlıkta söylediğim gibi: “Ağlamayan bebeğe kariyer vermezler.”

Sohbet aralarında, birebir görüşmelerde veya sorulması durumunda ileriye dönük kariyer hedeflerinizden bahsedin. “Ben bu sektörde kendimi geliştirip üst düzey yönetici olmayı hedefliyorum” diyebilirsiniz mesela. Hatta yöneticinizin egoları yüksek ise: “Ben de sizin gibi yönetici olmak istiyorum.” diyebilirsiniz. Bu işe yarar. İnsanlar sizin nereye varmak istediğinizi bilsin. Merak etmeyin kimse kendi koltuğunda gözünüz olduğunu düşünmeyecektir. Kendinizi hazır hissettiğinizi veya bir üst kademe için çabaladığınızı da dile getirebilirsiniz. Kısacası günü kurtarmanın peşinde olmadığınızı yöneticilerinize bir şekilde aktarın. Kişisel vizyonunuz sizi diğer personellerden ayrıcalıklı kılacaktır.

Bünyamin Kapıcıoğlu | HizliAdam.com (Rekabet Hız İster)

6 Yorum
  1. Nefis bir makale olmuş Bünyamin hocam. Pazarlama işinde olduğunuz için özel olarak size sormak istediğim bir soru var.

    Bir teknoloji mağazasında satış elemanı olarak başlayacağım iş bana ileriye dönük olarak neler vaadeder. Kısa ve orta vaade de ne kazandırır? Şu anda cv’m başvurduğum bu iş ve işler için istenen kriterleri fazlasıyla sağlıyor ama ben tecrübe edinmek ve bir yerden başlamk adına bu işe başvurdum doğrumudur? Yoksa daha üst seviye bir pozisyonu mu kovalamalıyım. Ayrıca başvurduğum şirket ilanına dönüş yapmadı. Ki normalde mutlaka dönüş bekliyordum kendi adıma. Firmayı bugün arayıp iş durumunu sorup görüşmek istediğimi belirteceğim. Doğru bir hamle olur mu sizce?

      1. Teknoloji mağazasında kariyer yapılır mı sorusuna cevap vermedim. Evet yapılır. Hatta satış tarafında en iyi kariyer imkanı sunan alan teknoloji tarafıdır diyebilirim.

        Çünkü: teknoloji vasıf gerektirir. Bilgi gerektirir. Güncel olmayı gerektirir.
        Ayrıca basamaklar fazladır. Bir anda müdürlüğe sıçramak zor gibi görünüyor. Bu yüzden, reyon şefi, takım lideri gibi alt basamaklar vardır ve ilk etapta ulaşması daha rahattır.

        Bu noktada kendinizi satma tekniğiniz önemli tabi. Nasıl terfi alırım konusunda bu makale kısmen açıklama yapmış durumda.

        Kısa vadede hiçbirşey kazandırmaz. Çünkü başlangıç maaşları asgari ücretten %10 – %20 fazla oluyor. Teknoloji mağazalarında, aslında geniş kapsamıyla satış sektöründe personel sirkülasyonu çok olduğu için firmada biraz dirsek çürütmeniz beklenecektir. Bu süreyi kısaltıp uzatmak yine sizin kendinizi satma tekniklerinizle ilgilidir. 2 ayda takım lideri olursanız şaşırmayın.

        Bir de satış sektöründe yüksek makamlar dahi çok kolay istifa edebiliyor. Bu da alttan gelenlere fırsat sağlar. Öyle de bir avantajı var. Benim tavsiyem zincir mağazalardan ziyade Turkcell TİM veya seçkin mağazalar SONY, Lynda (Apple) gibi metrekaresi füşük ama müşterisi seçkin yerleri zorlamanız yönünde olur. Fakat zincir mağazalardan birin de çalışarak da güçlü bir referans edinmiş olursunuz.

        Özetle Satış sektöründe kariyer imkanı herzaman vardır. Bizzat ben yaşadım. 2. ayımda Collezione mağaza müdürü, 4. Ayımda Turkcell TIM mağ. müdr. yardımcılığına terfi ettiğim deneyimlerim oldu geçmişte.

        Kendinizi iyi satarsanız neden olmasın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top