skip to Main Content

Blog Yazarları İçin En İdeal Cep Telefonu

Bu konu bir blog #mim’idir.

Bizler blog yazarlığını gözümüzde çok mu büyütüyoruz yoksa gerçekten blogger olmak profesyonel bir meslek midir?

Cevap: Blog dünyası profesyonel bir sektördür. Bu sektörde amatörler veya henüz yolun başında olanlar da vardır; profesyonel yazarlık yapanlar da. Kalitesiz hizmet veren alaylılar olabileceği gibi, buram buram kalite kokan yeni blogları görmek de mümkün.

Bu makaleyi, blog yazarlığına profesyonel gözle bakan kişilere ithafen yazıyorum.

Yazıyorum ama bu defa bilgisayar başında değil, cep telefonumu kullanarak yazıyorum. E madem ProfesyonelBlogger yazarı Vural Egemen Sarıgöz beni mimleyerek kullandığım cep telefonunu sormuş;  ben de kendisine cep telefonumu kullanarak yazdığım bir makale ile cevap vereyim istedim. Bu makaleyi okuyarak sadece benim tercihimi öğrenmiş olmayıp, nedenlerini de öğrenerek telefon seçimi konusunda fikir sahibi olmanız mümkün (özellikle blog yazarları)

Hangi Cep Telefonu Daha İyi

Ben şuan için Iphone 5 kullanıyorum. Bu benim hayatımdaki ilk iphone cihazım. Bugüne kadar android işletim sistemine sahip cep telefonlarında ısrarcıydım ama artık duygularım mantığıma yenik düştü ve neredeyse koşar adım gidip bir apple ürünü olan iphone 5’i satın aldım. Hoş, iphone 4s de alsam işimi görürdü fakat ara fiyat tekniği olacak ki iphone 5 almayı seçtim. 6 – 6plus vs bana fazla bile. İşimi görsün yeter diyenlerdenim (ama gerçekten iş görsün)

Neden Derseniz: Hergün binlerce  farklı kişi bloğumu ziyaret ediyor ve hali hazırda binlerce takipçim; onlarca reklam verenim mevcut. Hal böyle olunca sürekli iletişim halinde olmam gerekiyor. İletişim kopukluğundan nefret ettiğim için hızlı geri dönüş yapmaya çalışıyorum. Anahtar kelime “hızlı”

  1. Gelen yorumları onayla, cevap yaz,
  2. Özel sorulara, sorunlara çözüm üretmeye çalış, hiçbir talebi cevapsız bırakma,
  3. Sponsorlu çalışmalar için fiyat isteyen müşterilere güzel bir teklif maili hazırla, gönder, pazarlık yaparsa çözüm üretmeye çalış,
  4. Adsense ve analytics hesaplarını kontrol et, yolunda gitmediğini düşündüğün noktalarda anında müdahale et.

Bunlar benim günlük rutin yaptığım işler. Bir yandan çalışmakta olduğum kuruma karşı özverili olmaya çalışırken öte yandan bloğumla ilgili bu işlemlere çok fazla zaman ayıramam. Dolayısıyla telefonu cebimden çıkardığım anda saniyeler içinde işlemimi tamamlayıp işime dönmem gerekebiliyor.

ios mu, android mi?

Android işletim sistemine sahip bir cihaz kullanırsanız (son teknoloji ürünü olsa dahi) kısa bir süre sonra uygulamalardan ve güncellemelerden kaynaklı telefonunuz yavaşlamaya başlıyor. Tabiri caizse şişiyor. Çünkü birden fazla marka (Samsung, LG, Sony, Huawei, HTC, General Mobile…) android işletim sistemini kullanıyor ve geliştirilen uygulamalar tek bir marka baz alınarak geliştirilemiyor. Dolayısıyla uyumluluk problemleri oluşabiliyor. Örneğin bir bankanın mobil uygulaması, Samsung marka cep telefonlarının en güncel versiyonlarında problemsiz çalışabilirken, LG markasının bir yıl önce üretilmiş modelinde probleme dönüşebiliyor. Yazılımı üreten taraf ise çözümsüz.

Iphoneda durum farklı. Ios işletim sistemini sadece iphone kullanıyor ve model yelpazesi dar. Ios için üretilen uygulamalar tüm iphone modelleriyle sorunsuz çalışabiliyor. Kısacası cihazın fiziksel teknolojisi ile yazılımı birbirine tam uyumlu. Bu da iphoneun diğer tüm cep telefonlarından hızlı olmasını sağlıyor. (Sürdürülebilir hızlılık)

Bu yüzden 8 çekirdekli, bilmem kaç Ghz işlemciye sahip, 4gb ramli,  xx megapixel kameralı ve android işletim sistemine sahip cep telefonları artık benim için çöpten daha fazlası değil. Tofaşa koyulmuş 200 bg 3.0 motor veya Ferrariye koyulmuş 60bg 1.3 motor kadar anlamsız geliyor bana.

Eşim uzun yıllar iphone 4s kullanırken ben htc sensation xl cihazla adeta slow bir hayat yaşamışım. Aşağı yukarı aynı dönemin üretimi olan bu 2 modelin günümüzdeki karşılaştırması ise htc adına trajikomik oldu. Eşim yıllar önce üretilmiş apple marka cihazıyla onlarca uygulamayı arka planda açık bırakarak hız kaybı yaşamadan yeni işlemler yapabilirken ben şişmiş android cihazımla anlamsız bekleyişlerin çekilmez çilesini yaşıyordum.

Toparlamak gerekirse: Siz de benim gibi alışveriş esnasında tam mağazanın kasasına gelip üzerinizde nakit olmadığını hatırlayanlardansanız ve hızlı bir hamle ile birikim hesabınızdan cebinizdeki debit karta para transfer etmeniz gerekecekse kesinlikle iphone kullanmanızı öneririm. İş yerinizdeki işlerinizi aksatmadan, bir çay molasında koca bir tanıtım makalesini yayına alıp, hesap bilgilerinizi müşterinize mail atmanız gerekecekse, 5 dk’lık bir bekleyiş esnasında bloğunuza gelen yorumları onaylayıp cevap verecekseniz, arkadaşınız yol tarif ederken daha cümlesi bitmeden haritadan sokağı bulup “tamam tamam” demek istiyorsanız; kısacası vaktinizin maddi bir karşılığı varsa ve siz 1 saat zaman tasarufunu 25 saatlik gün yaşamış gibi kabul ediyorsanız android işletim sistemini hayatınızdan çıkarmalısınız 🙂

ve tabi;

Android çalışmayı durdurdu
Bekle – Bildir – Kapatmaya Zorla

uyarısından nefret ediyorsanız iyice düşünmekte fayda var.

ios ekran görüntüsüBu arada her makalede muhakkak görsel kullanmalıyız ya hani; şu köşeye de bir ekran görüntüsü atalım olsun bitsin 😉

Şimdi çok değerli teknoloji uzmanı okurlarım bu duruma mualefet olmak isteyebilir. Fakat ben pragmatik bir canlıyım. Kataloglarda yazanlarla değil deneyimlerimle yargıladım. Uzun yıllar Turkcell çatısı altında çalışmış biri olarak da deneyim edinmediğim cihaz kalmadığını hatırlatmak isterim. Bununla birlikte bu makale için apple’dan bir kuruş almadığımı; eğer alsaydım daha ikna edici bir makale yazabileceğimi de itiraf etmek istiyorum. Seçim sizin 😉

Bu mim’i Ehli Blog yazarı Poyraz Şahin‘e ve Usluer Blog yazarı İsmail Usluer’e paslıyorum.

Keyifli Bloglar

7 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top