skip to Main Content

Para Kazanmak İsteyen Bloggerların En Sık Yaptığı Hatalar

bloggerlar para kazanıyor mu

Her zaman söylüyorum: bana göre blog kültürüne sahip olmak, beş farklı sosyal medya hesabında fenomen olmaktan çok daha sosyal ve faydalı bir araçtır. Fakat iyi bir blog yazarı olmak gerçekten yoğun mesai gerektirebiliyor. Yoğun mesai yapacak vaktiniz yoksa, sadece disiplinli ve sistemli bir blogger olarak da çok kısa sürede geniş kitlelere hitap edebilirsiniz. Blog yazmak, hem çevrenizi genişletir hem de ufkunuzu açar. Öğrenir, öğretir ve paylaşırsınız. Bu faydalardan yararlanır ve yararlandırırken dilerseniz para da kazanabilirsiniz. Hatta dilerseniz çok daha fazla para kazanabilirsiniz. Çok okunan, bilinen, takip edilen ve para kazanan blog yazarı olmak için yapmanız gerekenleri diğer yazılarımda belirtmiştim. Makalenin sonunda bu linkleri paylaşacağım. Bu yazımda ise bloggerların en sık yaptığı hatalara yer veriyorum. Eğer siz de çok okunmak, paylaşılmak, konuşulmak ve trafik almak istiyorsanız aşağıdaki başlıkları dikkate alın. Bu maddelere dikkat ederseniz para kazandıracak sağlam bir blog için birçok aşamayı gerçekleştirdiniz demektir.

Blog Yazarlarının En Sık Yaptığı Hatalar:

Bu yazıyı kaleme almamı sağlayan en güçlü etkenden başlamak istiyorum. Bir takım hevesli, çalışkan ve disiplinli blog yazarlarının “HAKKIMDA” sayfasında ve yazılarında kendini yanlış tanıtıyor olması:

1- Kurumsalcılık Oynamak: Blog siteleri diğer web sitelerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de yazarın okuyucuya daha yakın olmasıdır. Blog sitelerine sadakatli ziyaretçi sağlayan en önemli etken: blog yazarının tarzı ve üslubu olabilir. Tek yazarlı bir bloğa sahipseniz eğer kendinizi çoğul ekleriyle ifade etmeyin.

-Sizler için şunu yazdık
-Siz değerli ziyaretçilerimize özel böyle bir çalışma yapıyoruz
-Biz Kimiz?
-Bizler için yorumlarınız önemli
-Çalışmalarımıza devam ediyoruz

vs. şeklinde yarı esnaf yarı kurumsal şirket ağzıyla yazılan paragraflar okuyucuda tahmin edilenin aksine itici bir etki yaratıyor. Çünkü ziyaretçi sizin düşüncelerinizi merak ediyor. Temsil ettiğiniz bir markanın kurumsal ifadeleriyle ilgileneceklerini zannetmiyorum. Eğer tek yazarlı bir bloğa sahipseniz yazılarınızda kendinizden “biz-bizler” gibi çoğul ekleriyle bahsetmeyin. Eğer 4-5+ yazara sahip değilseniz yine her yazarın kendi makalesinde birinci tekil şahıs eklerini kullanmasını tavsiye ederim.

2- “Hakkında” Sayfasında Doğru İfadeler Kullanmamak: Kayda değer, kaliteli bazı bloglarda halen daha “hakkında” sayfası olmadığını gözlemliyorum. Sizin yazılarınızı dikkate alacak insanların kim olduğunuz hakkında bilgi sahibi olabilmesi önemli. Kimliğinizi paylaşmak istemiyorsanız bile vasıflarınızı veya neden blog yazdığınızı, neyi amaçladığınızı, kullandığınız mahlasın ne anlam ifade ettiğini vb faktörleri “hakkında” sayfanızda muhakkak yayınlayın. Bunu yaparken yukarıdaki maddede belirttiğim gibi kurumsalcılık oynamadan gerçekleştirin. Tek yazarlı blogların çok yazarlı web sitelerine göre çok daha iyi konumda olduğu örnekler biliyorum. Tek yazarlı olmayı dezavantaj olarak düşünmeyin asla.

3- Sırf İçerik Olsun Ne Olursa Olsun Demek: Blogların güncel olması önemli. Daha da önemli olan kaliteli içeriklerle güncel olmasıdır. Güncellik kavramı kişiden kişiye değişir. Bana göre güncel olmak disiplinli olmaktır. Yani: ayda bir makale girmek de (fakat bunu her ay düzenli yapıyor olmak) güncel olmak demektir. Haftada bir makale veya günde bir makale yazıyor olmak da güncel olmaktır. Sırf bloğumu güncel tutacağım düşüncesiyle gelişi güzel yazılar paylaşıyor olmaksa çöpcü olmaktan başka birşey değildir. İsteksiz, bilgisiz, araştırmaksızın oluşturulan bir çok yazı malesef blogları çöplüğe çeviriyor. Tavsiyem: içinizden geldiğince makale yazmanız yönündedir.

>> 3.1 – Doyurucu Yazılar Yazmamak: Sözlükten öteye geçin. xxx nedir? şeklinde başlıklara sahip yazılarınızda sadece neyin ne olduğunu anlatmak sizi sözlük sitelerden öteye taşımaz. O yüzden “nedir” başlıklı sayfalarınızda ek bilgilere, örneklere ve istatistiklere yer vermeye çalışın.

4- İçeriğe Kendi Yorumunu Katmamak: Bloğunuzu klişeleştirmek için yapabileceğiniz en iyi hamle ders kitabı gibi içerik oluşturmaktır. Düzenli blog okuyan kişiler bu tip blogları hiç sevmez. Kaleme aldığınız konuda kendi düşüncelerinize, kendi yorumunuza ve yorumlama biçiminize özen gösterin. Okuyucular kendini okul müfredatından bir kitap okuyor gibi hissetmemeli. Bunu söylerken; bilip bilmediğiniz her konuya muhakkak yorum katın demiyorum ama en azından sunum şeklinizle fark yaratmayı deneyebilirsiniz.

5- Şablon Tasarımına Takılı Kalmak: Bloğunuzun düzgün bir imaja sahip olması önemli. Dikkat ederseniz “güzel” değil  “düzgün” kelimesini kullanıyorum. Güzellik görecelidir ve sırf güzel olsun düşüncesiyle bloğunuzu uzay üssü araştırma merkezine çevirmeyin. Amaca çok rahat hizmet edebilen her şablon düzgün demektir. Kategoriler simetrik bir şekilde listelenmiş, logo saayfadan taşmıyor, eklentiler suda dağılmış gibi değil de sıralı bir biçimde yerleştirilmiş ve renkler ziyaretçiyi kör edecek kadar yoğun kontrastlı değilse iyi bir şablona sahipsiniz demektir. Hergün bloğunuza modifiye yapmak yerine enerjinizi içerik üretmeye ayırsanız daha faydalı olacaktır. (Kesin bilgi, yayabilirsiniz)

6- Doktor, Hukukçu veya Edebiyatı Yutmuş Edalarıyla Yazmak: Anlayacağımız dilden konuşamıyorsanız ya çok özel meslek erbabı kitleniz var ya da fazla bilimsel kitap okuyorsunuz demektir. İnsanlar kendileriyle aynı dili konuşamayan sayfalara uzun süre tahammül edemez. Güzel cümle kurmak için karmaşık ve uzun ifadelere gerek yoktur. Hatta en iyi yöntem olabilidiğince basit anlatabilmektir. Ziyaretçiniz bir cümleyi iki kez okuma gereği duyuyorsa ortada büyük bir problem var demektir. Onları yormayın. Yalın, sade, kısa cümle ve paragraflar ile uzun uzuna bir makale yazabilirsiniz. Okunur emin olun. Aksini düşünürsek, şov yaptığınız, kelimelerle dans ettiğiniz ve bilimsel sözlüğü yeniden yarattığınız kısa bir paragrafı dahi okutma konusunda güçlük çekebilirsiniz.

7- Yazıları Yoruma Kapalı Tutmak: Bazı hassas konular yoruma kapalı olabilir. Sürekli hassas konularda içerik üretmiyorsanız okuyucunuza söz hakkı verin. Yazıların yoruma açık olması ve hatta çok kolay bir şekilde yorum yapılabiliyor olması önemlidir. Sosyal medya platformlarını göz önüne alırsak “etkileşim” kelimesinin gücünü anında idrak edebiliriz. Yazılarınızın etkileşim alabilmesi için yoruma açık olması iyi bir hamledir. Gerekirse ziyaretçileri yorum yapmaya teşvik edecek yöntemler kullanın. Yapılan her yorum aynı zamanda arama motorlarının sayfayı yeniden indekslemesine ve ek bilgilerin ilave edilmesine olanak sağlar.

teklifleri değerlendirmemek8- Hemen Para Kazanmaya Çalışmak: Blog yazmaya başladığınız günden itibaren nerden nasıl para kazanırım diye araştırmaya başlamak faydacılık ilkesinden çok uzaktır. Yeni bir işletmenin para kazanabilmesi için en az 6 ay zararına çalışmak zorunda kaldığını sıkça duyuyor olmalısınız. İlk amacınız fayda sağlamak olmalı. İnsanlar alışveriş yaparken en çok faydaya sahip en ideal ürünleri almaya çalışır. “Fayda” kelimesi tahmin edilenin çok daha üzerinde gerekliliğe sahip bir kavramdır. İlk günden itibaren banner reklam arayışı, reklam veren ajans veya firmalara üye olmak, bedavadan biraz pahalıya sponsorluklar bulmak size kardan çok zarar sağlayacaktır.

Birkaç ay gelir arayışında olmadan sadece ve sadece ziyaretçi + sadakatli ziyaretçi raporlarınıza odaklanın. Yazılarınızı kaç kişi okuyor, kaç kişi tekrar ziyaret ediyor, kaç kişi beğenmiş, kaç kişi yorum yapmış ve bu rakamları yükseltebilmek için neler yapılabilir şeklindeki sorulara cevap arayın. Sabit kitleniz ve yeni gelen ziyaretçi sayınız arttıkça gelir üretme potansiyeliniz artacaktır. Bunu sağlamanın en basit yöntemi fayda sağlamak için içerik üretmektir. Bu yüzden; ziyaretçim yazılarımı neden okusun? Bu yazıda ne öğretiyorum? veya bu yazım ziyaretçiyi mutlu eder mi? Eğlendirir mi? Güldürür mü? gibi sorulara cevap arayın. Bunların her biri faydadır. Gülmek de bir ihtiyaçtır ve eğer güldüren yazılar yazıyorsanız fayda sağlıyorsunuz demektir.

Fayda sağlayarak başlayın ve gelir üretmek için en uygun zamanı bekleyin.

en sık yapılan blogger hataları9- Her Teklife Balıklama Atlamak: Link takası, 5-10 liraya link satımı, karın tokluğuna content marketing vb uygunsuz tekliflere evet demeyin. Unutmayın arama motorlarının gözünde belirli bir krediye sahipsiniz. Bloğunuzda başkasına ait yayınladığınız her link sizin kredinizden tüketmektedir. Bu yüzden talep edeceğiniz ücret blog kalitenize göre bu krediyi telafi eder rakamlarda olmalıdır. En kötü blog bile 5-10 liraya link yayınlamamalıdır bence.

Sürekli yükselen rakamlara sahipseniz kendinize bir çıta belirleyin ve o çıtaya ulaşana kadar bekleyin. Belirlediğiniz çıtada (beklentiniz olan değerlerde) teklifler gelmiyorsa kibarca reddedin. Örneğin hedefiniz günlük 500 ziyaretçiye ulaşmak ve bu rakamı gördüğünüzde talep edeceğiniz reklam bedeli 50 lira ise standartlarınıza henüz ulaşamadığınız için 20 liralık tekliflerle ilgilenmeyin. Önce kendi hedefinizi gerçekleştirin.

10- Çabuk Pes Etmek, Sıkılmak, Soğumak: Çok istekli bir şekilde açılan bir çok blog terkedilmeye mahkum olabiliyor. Terk edişlerin en büyük sebebi de tatmin edici sonuçlar alamamaktan kaynaklanıyor. Tabi ki herkes emeğinin karşılığını almak ister. Unutmayın iş dünyasında günde sekiz saat çalışıp asgari ücret alanlar da var; altı saat çalışıp onbinler kazananlar da. Bu durumda iş hayatını terk etmek mi gerekir?

blogdan para biriktirmekReferans aldığınız blogların rakamlarına veya kafanızdaki hedeflere ulaşamadığınız için bloğunuzu terk etmeyin. Daha fazla zamana ihtiyacınız olduğunu düşünün. HızlıAdam’ı ilk açtığımda günlük 8-10 ziyaretçim vardı. Birkaç ay boyunca günlük 50 ziyaretçi bile göremeden yazmaya devam ettim. Sabırla üretmeye devam edip ilk altı ayımı tamamladığımda ise pik yapmaya başladım. Ziyaretçi sayım gün geçtikçe artıyordu ve o artış hiçbir zaman hız kesmedi. Kayda değer ilk sponsorlu teklifleri de birinci yılımı tamamladığımda almaya başladım. Bu teklifler de gün geçtikçe çoğalmaya başladı. Akıl almaz gelirler ürettiğimi düşünmeyin. Hedeflediğim rakamların yarısında bile sayılmam. Bir kaç yıl daha istikrarlı bir şekilde çalışmam gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden bankalarda bireysel emeklilik yatırımları yapmak yerine kendi bloğum beni maaşa bağlasın diye uzun süreli hedefler koyup planlar yapıyorum. Bunu yaparken de her ay taksit ödemek yerine taksit alıyorum diyebilirim 😉

Bünyamin Kapıcıoğlu

Blogdan Para Kazanmak Adına Yazdığım Diğer Makaleleri Okumak İsterseniz:

>> Kaliteli Bloglar Para Kazanmaya Mahkumdur
>> Her Blog Bir Markadır. Markanızı Yönetin
>> Blogdan Nasıl Para Kazanılır?
>> Web Site – Bloglar İçin Aksiyona Davet Yöntemleri
>> Blog Pazarlama [KATEGORİ]

17 Yorum
    1. Merhaba Zeynel;

      Evet biraz uzun olduğunu kabul ediyorum fakat sürekli bununla ilgili mailler alıyorum.
      -Nasıl para kazanırım
      -Ben neden kazanamıyorum
      -Neden ziyaretçim az
      vb sorulara tek tek cevap vermek yorucu oluyor. Sık sık tekrar eden sorular zamanla makaleye dönüşüyor. Tıpkı bloglarla ilgili yazdığım diğer makaleler gibi.

      Eleştirinizi dikkate alacağımı da belirtmek isterim. Teşekkürler, iyi bloglar.

  1. Ben çok beğendim. Uzun olduğu doğru. Fakat faydalı bir şeyi uzun şeklinde eleştirmek pek doğru değil.

    Bütün soruları google’a tek tek yazsak cevaplarını bulduğumuz süre, bu yaziyı okuduğumuz süreyi kat kat geçer. 🙂

    Her paragrafı okuduğumda açıkçası ne kadar güzel ve yararlı anlatılmış dedim.

  2. hocam benim bir blogum var yeni açtım. adsense den para kazanmak istiyorum. acaba blogum nasıl doğru yoldamıyım.. ve adsense den ne kadar kazanabilirim yani komik rakamlar için emek vermeye değmez. size ne kadar kazandırıyor adsensei. ne kadar tıklama ne kadar kazanç getirir lütfen cevaplarmısnız ???

    medyaseyir.blogspot.com

    1. Adsense’den nekadar kazanırım? Bu soruya cevap vermem pek profesyonelce olmaz. Bloğunuzun konusuna göre hitap ettiği kitle değişir. Hitap ettiği kitleye göre de reklamların tıklanma oranı değişir. Biliyorsunuz: adsense tıklanma ve gösterim başına gelir elde edebileceğiniz reklam platformudur. Asıl kazanç kaynağı da tıklamaya dayalıdır. Örneğin, çocuklara hitap edecek oyun sitesi kurmuş olsanız; çocukların reklamlara tıklama olasılığı yetişkinlere göre daha fazladır. Aynı şekilde yaşlı insanlara hitap edecek bir site kurarsanız yaşlıların da aynı şekilde genç kesime göre reklamlara tıklama olasılığı fazladır. Genç ve bilgisayarla haşır neşir olan kesim reklamlara pek tıklamaz. Bunun sebebi de spam yapan sitelerin olur olmaz reklamlar, otomatik açılan pencereler ve güvenlik tehditi oluşturan sponsorlu çalışmalar yapmasından kaynaklı bir endişedir. Halbu ki Ülkemizde genç nesil bu reklamlarla ilgilenme konusunda halen daha bilinçli olamamıştır. Adsense reklamları sağ üst köşede kendisini ifade eden bir logoya sahiptir ve hiçbir tehdit oluşturmaz. Dolayısıyla ilgimizi çeken bir reklama tıklamamız internette sörf yapmamızı kolaylaştırır. Asla zarar vermez. Bununla birlikte sahip olduğunuz sitenin günlük tekil hiti ve toplam gösterim sayısı da gelirinizi etkileyeceği için gelir anlamında rakam ifade etmek çok zor. Yine de genelleme yaparak aşağı yukarı bir tahminde bulunmamı isterseniz: magazin, teknoloji, internet hakkında yazılar paylaşan bir bloğunuz varsa ve günlük 1000 tekil ziyaretçiniz olduğunu varsayarsak adsense ile aylık kazancınız 50-100 lira arasında olabilir. Fakat çocuklara hitap eden bir oyun sitesine sahip olup günlük 1000 kişiyi ağırlasanız bu kazancınızı beşe katlayabilirsiniz.

      1. Ben de yıllardır insanlara faydalı içerikler üretmeye çalışıyorum. Bu yazıyı uzun olmasına rağmen kendi bildiklerini de katarak yazdığın ve sıkmadan okuttuğun için çok beğendim. Zaman zaman daralıp siteye içerik girmiyorum. Ama bundan sonra daha disiplinli bir şekilde içerik üretmeye çalışıyorum. İyi bloglar!

    1. İş yapar mı derken? “Para kazandırır mı” anlamında soruyorsanız eğer o sizin bloğunuzu pazarlama yeteneğinize bağlı. Genel hatlarıyla güzel bir blog görmüş oldum. Kategoriler ve sosyal medya entegrasyonu ile daha kullanıcı dostu hale gelebilir. İyi bloglar dilerim

  3. Adsense başvurusu onaylanmış biri olarak şunu merak ediyorum , bunun için bloğuma göz gezdirmeniz gerekecek ama , sitemin trafiğini arttırabilmek adına farklı alanlarda yazmaya da mı başlamalıyım. Mesela şunu farkettim ki blog kurma , geliştirme ve tasarımı hakkında çok fazla arama yapıyorum ve bir çok blog bu aramalar sayesinde iyi hitler elde ediyor. Ben de kendimi blog konusunda geliştirip , yazma konularıma blog ipuçları gibi bir sekme eklesem faydası olur mu ??

    http://www.grilady.blogspot.com.tr

    1. Evet, blogculuk hakkında yazılar paylaşmak güzel hit sağlayabilir ama bilgi verdiğiniz alanda ziyaretçi sizi otorite gözüyle görmezse bir anlamı olmayacaktır? Bu yüzden html derslerinden ziyade size yakın tarzı benimseyecek blog yazarlarına geçtiğiniz yolları, bilgi birikimlerinizi ve tavsiyelerinizi aktardığınız makaleler daha yerli olur bence. Örneğin hizliadam.com iş dünyası ve kazanç yöntemlerini irdeleyen bir blog. Dikkat ederseniz blogculuk ile ilgili paylaştığım yazıların neredeyse tamamı blogları markalaştırma ve gelir elde etmeye dayalı. Yani ben web yazılım, kodlama konularını işlemek yerine BLOG KONSEPTİME UYGUN olan konuları işliyorum. Size de aynısını tavsiye ederim. (Naçizane)

  4. Faydalı bir yazı olmuş. Yazının bir şeyler katacağını anladıysam 3000 kelime de olsa okurum. Blogumu açtığımdan beri bu maddelerin tümüne dikkat ediyorum. Önemli noktalara değinmişsiniz.

    Özellikle bir blogcu 8, 9 ve 10. maddelere dikkat etmiyorsa başarılı olma ihtimali bence yoktur.

  5. Bu hataları önce sizin fark etmeniz ve sonra bize sunmanız muhteşem. Aslında blog açıldığında ilk önce ne yapılması gerek onu araştırmak lazım bu yazı blog sahiplerine bir rehber oldu. yazınız için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top