skip to Main Content

Blog Yazanlara Sık Sorulan Sorular

Bu makale Profesyonel Blogger yazarı Vural Egemen Sarıgöz tarafından Hızlı Adam okurları için hazırlanmıştır.

Bir blogunuz var ve bu işi tüm ciddiyetle yapıyorsanız, size sıkça sorulan sorular vardır. Her meslek grubu için aynı şeyi söyleyebiliriz. Mesela, bir doktor ile karşılaştığınızda muhabbet ilerlemişse sağlığınız ile ilgili şikayetlerinizi dile getirirsiniz gibi…

Biz blog yazarları gün içinde yazılı yada sözlü bir çok soruya maruz kalıyoruz.

Bir gün bu sorulardan bir yazı hazırlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Son zamanlarda fark ettim ki, içeriğimin çoğunu, makalelerimin konusunu bilmeden okurlarımın kendileri belirliyor.

Lafı fazla uzatmadan sık sorulan sorulara ve benim nacizane verdiğim cevaplara geçelim.

Ne zamandan beri blog yazarlığı yapıyorsun?

En sık karşılaştığım soru budur. 2006 yılından bu yana blog yazarlığı yapıyorum. O zamanlar blog yazarı sayısı pek bir azdı. Şimdi ki gibi o zamanlar akıl danışacağımız veya karşılaştığımız problemleri soracağımız blog yazarları da yoktu. 2006 yılından bu zamana kadar blog yazarlığı yaptığımı duyanlar gerçekten çok şaşırıyorlar.

Blogundan ne kadar para kazanıyorsun?

İşte bir blog yazarını kahretmek istiyorsanız bu soruyu sormalısınız. Artık bu soruyu duymaktan ve cevaplamaktan bıkkınlık geldi diyebilirim. Blog yazarlığından / internetten / teknolojiden bihaber olanların bu soruyu sorması ayrı bir tartışma konusudur. Bu konulara vakıf olanlara kazandığınız parayı söylediğinizde makul karşılıyorlar lakin bu konuları bilmeyenlere kazandığınız parayı söylediğinizde ”atıyosun” gibi bir cevapla bile karşılaşmanız mümkündür. Blog yazarlığını ciddiyetle, samimiyetle, istikrarla, özgünlükle yapan kişilerin para kazanmaması mümkün değildir. Her blog yazarının kazandığı paralar farklılık gösterir.

Bloguma bir tema önerir misin?

Daha öncelerde de defalarca belirttiğim gibi ülkemizin blog yazarları bu tema konusunda pek bir saplantılıdır. Her blog yazarı güzel bir temaya sahip olmak ister ama içeriği güzel olmayanın teması güzel olsa ne çıkar ki, temadan önce yoğunlaşılması gereken, geliştirilmesi gereken blog içeriğidir. Blog size aittir, temayı kendiniz beğenmeli, okurlarınızın kullanım kolaylığını gözetmelisiniz. Sade bir tema her zaman içeriğinizi ön plana çıkarır. Karışık ve kullanıcı dostu olmayan temalardan kaçınılmalıdır. Son zamanlarda tema ile ilgili tavsiyelerimde dikkat çektiğim en önemli özellik, mobil versiyonunun olmasıdır. Son 3 aydır bloguma / bloglarıma gelen ziyaretçilerin cep telefonlarından ziyaret ettiğine şahit oluyorum.
Bu noktaya çok dikkat etmelisiniz.

Bloguna nasıl bu kadar vakit ayırabiliyorsun?

Blogunuza vakit ayırmak zor değildir. Bununla ilgili de daha önce bir kaç makale yazmıştım. Bir makaleyi hazırlamak için bazı evreleri tamamlamalısınız. Blogunuz sizin çalışma alanınızdır. Mesela ben, sabah erken uyanır, kahvaltımı yaptıktan sonra bir süre haber sitelerini inceler, blogum için konu başlıkları üretir aynı zamanda da gündemi takip ederim. Öğle aralarında bloguma vakit ayırırım, akşam eve gittiğimde de bir süre daha blogumla ilgilenirim. Gün içinde çok fazla da efor sarf etmiyorum aslında. Son zamanlarda tanıtım makaleleri hazırlamaktan pek içerik üretmeye vaktim olmuyor ama yine de blogumu ihmal etmeden belirli aralıklarla yeni makaleler yayınlıyorum.

Misafir Yazarlık teklifimi neden reddettin?

Bir çok blog yazarından bloglarında misafir yazarlık yapmam için davet geliyor. Davete icabet etmek sünnettir mukabilinden geri çevirmemeye çalışıyorum ancak bazen misafir yazarlık için vakit kalmıyor ve üzülerek reddetmek zorunda kalabiliyorum. Tereddütsüz geri çevirdiğim davetler ise bloguna hiç bir içerik girmeyen, güncel tutmayan, blogunda belirli bir düzeni olmayan bloglardır. Bu tür blogları inceledikten sonra boşa zaman kaybetmemek adına bu davetleri geri çeviriyorum. Birine misafir yazarlık daveti yapmadan önce blogunuzun düzenini,içeriğini oturtun. Belirli bir okur sayısına ulaştıktan sonra diğer blog yazarlarına gönül rahatlığıyla misafir yazarlık teklif edebilirsiniz. Yoksa bu davetin ve davete icabetin ne size ne de davetlinize bir yararı dokunmayacaktır.

Bana da bir blog açar mısın?

Bu soru benim sinir kat sayılarımı yükseltmeye yetip de artıyor. Blog açmak üzerine internette o kadar çok bilgi var ki, bunu birine sormaktan imtina etmek gerekir. Üstelik şuan kullanılan blog yönetim sistemlerini kullanmakta çok kolaydır. Öyle çok fazla kodlama bilginizin de olmasına gerek yok. Yapmanız gereken hangi sistemi kullanacağınızı belirledikten sonra blogunuza bir isim seçmek ve bazı küçük ayarlardan sonra içeriklerinizi oluşturmaya başlamaktır.

Bu kadar makale konusunu nereden buluyorsun

Bir yerde satılsa da keşke parası neyse verip de alsak diyesim geliyor ama öyle olmuyor. Her blog yazarının mutlaka bir not defteri olmalıdır. Ben telefonumda blogum için bir not kısmı oluşturdum. Gün içinde ”işte bunun üzerine bir makale hazırlarım” ya da ”bundan çok güzel makale çıkar” dediğim şeyleri not alırım sonra bu notlarım üzerinden makalelerimi hazırlarım. Sizde not almaya bir an önce başlamalısınız.

Şu yazıma yorum yapar mısın?

Yapamam efendim. Facebook’tan, Twitter’dan, iletişim formlarından o kadar çok bu yönde talep geliyor ki anlatamam. Facebook’ta bazı ergen tipler vardır, şu resmimi beğenir misin diyen, sanki o resmi 1000 kişi beğenince facebook’tan ödeme alıyorlar. Ben pek fazla yazıya yorum yapmam. Yorumun da bir kıymeti olduğunu düşünüyorum. Beğendiğim, faydalandığım yazıları da yorumsuz bırakmam. Mutlaka yorum yapar ve teşekkürlerimi iletirim. Yazınız kaliteliyse, okurun sorusunu cevaplamış, okur aradığınız o yazı da bulmuşsa zaten yorum yapacaktır.
Çok yorum alması yazınızın çok kıymetli olduğu anlamına gelmez. Yazılarımda 1000 tane  ” teşekkürler, iyi yazı, sağol” gibi yorum olacağına bir tane makaleye katkı sağlayan yorum olmasını tercih ederim.

Makale ücretinde indirim yapar mısın?

Bildiğiniz gibi blog yazarlarının gelir elde ettiği tanıtım makaleleri vardır. Bu iş için emek harcarız, zaman harcarız ve bunun karşılığında da bir ücret alırız. Her blog yazarının kendi belirlediği ücret vardır. Mesela ben piyasanın çok üstünde ücret talep ediyorum. Bazen istediğim ücreti duyanlar abes buluyorlar. Benim emeğim ve ücretini ben belirlerim. Bir tanıtım makalesi yazdırmak isteyen müracaat ettiğinde hemen pazarlık etmeye kalkışıyor. Bir beyaz eşya almıyorsunuz, yada kurbanlık almıyorsunuz ki, pazarlık yapasınız. Zaten blog yazarı size  gerekli tüm kolaylığı sağlayacaktır. O yüzden pazarlık konusu yapmadan blog yazarının fiyat teklifini kabul edin yada etmeyin.

Bu sorulara daha çok soru ekleyebiliriz. Muzdarip miyim, evet bazı sorulardan muzdaribim / muzdaribiz ancak her blog yazarı bildiği konularda insanlara yardımcı olmaya çalışır.  Makul ve gerçekten ihtiyacınız olan konularda soru sormaktan çekinmeyin.

Bu makale altında biz blog yazarlarına sormak istediğiniz soruları sorabilirsiniz elimizden geldiğince cevaplamaya çalışırız.

Siz de size sorulan sık soruları yorum kısmından belirterek bu yazıya katkıda bulanabilirsiniz.

İyi bloglamalar dilerim.

Profesyonel Blogger | Vural Egemen SARIGÖZ

5 Yorum
  1. Çok güzel bir makale okuduğumu, bununla birlikte en son maddeye katılmadığımı belirtmek isterim.

    Bence makale fiyatında pazarlık yapmaktan çekinmemek gerekir. Fiyatı tartışmaya açmak demek, ürünün kalitesini de tartışmak demektir. Eğer birileri sizin ürününüzü (sitenizi) sorguluyorsa ona kusursuz bir sunum yapabilir ve ikna edebilirsiniz.

    -Benim fiyatım budur, sizin teklif etmiş olduğunuz rakama düşemiyorum çünkü….
    -Diğer bloglardan pahalı olduğumu düşünmeniz normal, çünkü…
    -Aslında size verdiğim fiyat gayet makul. Çünkü…

    Kısacası “pazarlık” satış sürecinin bir parçasıdır.

    Benim düşüncem bu yönde ama tabiki Vural Egemen Sarıgöz’ün tecrübesine ve düşüncelerine de saygım sonsuz. Bloğumda makale yayınladığı için kendisine teşekkür ederim.

  2. Makale hakkındaki düşüncelerin için teşekkür ederim. Pazarlık konusunda makale belirttiğim gibi kapalıyım çünkü… İş pazarlığa döküldüğünde ne kadar çünkülü cümle kurarsanız karşınızdaki müşterinizde çünkü ile başlayan o kadar cümle kuruyor. Benim için vakit kaybından başka bir şey değil…

    Bu benim düşüncemden ziyade tercihimdir diyebilirim.

    Tekrar teşekkürler..

  3. çok iyi bir yazı hazırlamışsınız. ellerinize sağlık.
    mesela bir gazeteye gidip size tam sayfa reklam vermek istiyorum ama fiyatı pahalı biraz indirim yapın diyemez genellikle ama sizin gazetenizde her hafta tam sayfa ilan vermek istiyorum bana ona göre indirim yap diyebiliriz sanırım.
    yani fiyat sabit olabilir. ama belli kriterlere göre olmalı tabiiki.
    mesela benzer bir blog sayfası 50 tl ye tanıtım yazısı yazıyorsa siz, ben 300 e yazıyorum derseniz sanırım müşteri biraz daha zor bulunur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top