skip to Main Content

Fatma Çelenk İle Kurumsal İletişim ve İtibar Yönetimi Röportajı

Fatma Çelenk: Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü

Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Özellikle başarılı iş kadını kimliğinizin öncesini de biraz dinlemek isteriz.

Soyak Holding, Fatma Çelenk

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Dekor Kostüm Tasarımı Bölümü mezunuyum. Mezuniyet sonrasındaki ilk profesyonel iş deneyimimi TRT’de gerçekleştirdim. Önce prodüksiyon tarafında sonra da yapım tarafında çalıştım. Yurtdışı çekimleri için bağlantıda olduğum Londra Pinewood stüdyolarından aldığım iş teklifiyle İngiltere’ye yerleştim. Bir süre sonra da ABD Universal Stüdyoları’nda proje bazlı çalışmalarda yer aldım. Türkiye’ye döndüğümde Bursa Sönmez Holding Medya Grubunda yönetici olarak çalıştım. Daha sonra İstanbul’da Kanal D bünyesinde halkla ilişkiler deneyimimi elde ettim. Bir medya grubunda çalışmak, ilişkilerin nasıl yürütüldüğünü ve iş süreçlerinin nasıl çalıştığını deneyimlemeniz açısından çok önemli. Bazı işlerde dakikaların önemi bu iş alanındaki kadar hassasiyet taşımayabiliyor. Oysa medya sektöründe deneyim sahibi olmak, dakikaları ardınızda bırakacak hızda çalışmanızı gerektirebiliyor. Kariyerime Orsa Stratejik İletişim Danışmanlığı’na geçip şirket ortağı-yönetim kurulu üyesi olarak devam ettim. 2001 yılında 4FACE İletişim Danışmanlığı şirketini kurdum. Profesyonel iş hayatına Ciner Grubu Halkla İlişkiler ve Kurumsal İletişim Müdürü olarak geri döndüm. 2006 yılında Soyak’ta Kurumsal İletişim Takım Lideri olarak görevine devam ettim. 2008’de Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü olarak atandım ve halen Gayrimenkul, Enerji, Döküm ve Çimento Gruplarındaki 11 şirketin iletişim faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumluyum.

Mesleğiniz olan ‘Kurumsal İletişim’den kısaca bahsedebilir misiniz?

Kurum kimliğinin, itibarının ve algının oluşturulması, hedef kitle ile güçlü ilişkiler kurulması, rakiplerden ayrışarak farklılaşmak ve marka değerini arttıracak işler yapılması kurumsal iletişimin yapı taşlarını oluşturuyor. Kurumsal iletişim birçok alana hâkim olmayı gerektiriyor. Reklam, halkla ilişkiler, medya ilişkileri, sosyal medya, sponsorluk, araştırma, sosyal sorumluluk, kriz iletişimi gibi birçok alanda markaya yönelik topyekün algıyı yönetiyor olmak belli bir uzmanlığı gerektiriyor. Bu da tabii çok çalışmakla ve kendinizi her zaman güncel tutmakla oluyor. Kurum içerisinde ve müşteriyle olan iletişimi bir bütün olarak ele alan kurumsal iletişim, yönettiği bütün alanlarda kurum kültürüne sadık kalmalıdır.

Başarılı bir kurumsal iletişimin ürünü olan ‘kurumsal itibar’ nedir? Şirketlerin doğru kurumsal itibar yönetimi nasıl olmalıdır?

Benim için itibar, çok farklı deneyim ve tecrübe süreçlerini içinde barındıran bir konudur ve kişisel yaşamımızda bile başarıyla varolması tek başına mümkün değildir. Bir de bu itibar başarılı bir kuruma ait olacaksa orada çok büyük bir özverinin olması gerekir. Bugün şirketler artık ‘en büyük’ olmak yerine ‘en güvenilir’ olmanın peşinden koşuyorlar. Bu yüzden bir kurumun toplum üzerindeki güvenilir olması için; çok farklı disiplinlerden kurulacak bir ekibin itibarı yönetmek konusunda sorumluluk alarak çeşitli projeler üretmesi, daha hızlı adımlar atılması gerekiyor. Bununla birlikte bilinç düzeyi yaygınlaştıkça, hassasiyetin artması ve davranış refleksine dönüşmesi daha kolaylaşıyor. Şirketlerin kurumsal itibarlarını en iyi şekilde yönetebilmeleri öncelikle ‘bireyin itibarına’ önem vermeleriyle doğru orantılıdır. Örneğin; şirket çalışanlarına karşı verdikleri sözü tutan şirketler bunu topluma verdikleri sözü tutarak devam ettirirler. Bu yüzden kurumsal itibar sanıldığı kadar kolay da kazanılmaz, kolay da kaybedilmez… 

Peki dijital dünya ‘kurumsal iletişim ve itibar’ın neresinde yer alıyor?

Bugün teknoloji hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda ve daha iyi bir yaşam odağında teknolojiden vazgeçmek artık mümkün gözükmüyor. Bu vazgeçilmezlik tabii ki kurumsal şirketler için de geçerli. Artık interaktif iletişimin evrilmesi diyebileceğimiz bir devrim çağındayız ve bu çağın incisi diyebileceğimiz ‘dijital medya’ nın doğru kullanılması şirketlerin iletişim ve itibar yönetiminde kritik başarı faktörlerinden biri haline geldi. Hatta ben dijital medya ile kurumsal itibarın bu ciddi ilişkisine ‘dijital itibar’ diyorum. Bugün artık dijital itibarına gereken önemi vermeyen, hatta ‘sosyal’ olmayan şirketlerin başarı basamaklarını çıkmaları zor görünüyor. Bu arada dijital İtibar söylemimin için de ‘sosyal medya’nın da var olduğunu dile getirmekte fayda var. 

Sizce dijital itibar ve sosyal medya’nın önemi nedir? Şirketler için kritik başarı faktörleri arasında  yer alan bu iki konu için ne gibi tavsiler vermek istersiniz? 

Hızlı bir yükselişle en popüler iletişim alanları arasında yerini alan sosyal medya, kitleleri ve insanları bir araya getiriyor ve anında etkileşim ortamı sunduğu için de hayatımızın merkezine günden güne yerleşiyor. Vezgeçilmezimiz haline gelen bu sanal ortam, kurumlar tarafındaki önemini de giderek arttırıyor. Bugün artık çok değerli kurum ve kuruluşlar, önemli açıklmalarını, kampanyalarını, iş ilanlarını sosyal medyada paylaşırken, yıllardır titizlikle korudukları itibarlarını da bu ortamda aynı güçlülükle sürdürmelereli gerekiyor. İşte bu noktada dijital itibar kavramı karşımıza çıkıyor. Dijital itibar, saygınlığın ve güvenilirliğin yeni çağda farklı iletişim kanallarıyla başarıyla devam ettirilmesi sonucunda oluşuyor. Belki de önümüzdeki yıllarda bilinen eski ‘kurumsal itibar’ kavramının önüne geçecek bir öneme sahip olacak..

Şirketlerin başarılı dijital itibarlara sahip olması için Y kuşağı ile doğru iletişimi nasıl kuracaklarını keşfetmeleri gerekiyor. X ve Y kuşakları için dünyaya neredeyse farklı iki pencereden bakıyorlar diyebiliriz. X ve Y kuşağının uyumlu bir çalışma ortamında bulunması için jenerasyonlar arası geçişin sağlam bir şekilde yapılması ve başarılı bir iletişim yönetiminin yapılması gerektiğine inanıyorum. Tecrübe ve itibar bir kurumun başarısı için ne kadar önemli ise bugün gençler ve onların enerjisi de bir o kadar önemli hale geliyor hatta bana göre bir kurumun gelecek günlerdeki başarı anahtarı da burada saklanıyor. Bugün bir kurumun yıllarca özveriyle inşa ettiği kurumsal itibarını gelecek günlerde devam ettirecek olan Y ve Z kuşağının dilinden anlamak ve onlarla doğru iletişimi kurmak başarı faktörlerinin başında yer alıyor. Bununla birlikte, sosyal medya için, anında paylaşım yapılabilen bir iletişim kanalından ziyade bir şikayet ortamı, agresif iletişim için bir fırsat ortamı olarak değerlendirildiğini de söyleyebiliriz. Bu noktada şirketler için kritik başarı faktörü ‘içerik’ oluyor. Bazen söylemek istediklerini doğru içerikle dolduramayanların veya doğru kelimeleri seçemeyenlerin hızla büyüyen krizlere yol açtıklarını görebiliyoruz. Aslında bu noktada konu yine başa dönüyor. Hem birey hem de şirketler için doğru iletişim kadar önemli olan iki şey var; birincisi ‘itibar’ ikincisi de bu itibarın artık dijital ortamda korunabilmesi.. Yani ‘dijital itibar’.

Konuk: Fatma Çelenk
Konu: Kurumsal iletişim ve İtibar yönetimi 
-İtibar yönetiminde internetin yeri

2 Yorum
  1. Yazıyı iki kez okudum.
    Türkiye’de bu konu hakkında hala şirketlerin fikir karmaşası yaşadığını düşünüyorum.
    Şirketin face sayfasına hatalarını yazıyorsunuz. Face sayfasından atılıyorsunuz. Bir reklamcı eğer tanıttığı ürün hakkında bilgi sahibi değilse, ne zaman hangi yayını vereceğini bilmiyorsa dalga geçilir.
    İkincisi: İçerik, şirketler tanıtım açısından izlenme kriterine yüksek olan ” Kişi ya da Blogger” seçmelerini anlamsız buluyorum. Şirketler bilmelidir ki arama motoruna girildiği zaman, en düzgün içerik olan 10 sene sonra da olsa ürün hakkındaki bilgi gözüküyor. Instagram, twitter daki birisinin ” Ayy, bu çok güzel bir icecekti. Tadına bayıldım. ” cümlesi tüketiciyi tatmin etmeyecek!
    Doğadan firması çay kolisi gönderiyor. Kime: Makyaj bloggerina? !
    Bu kişi, ürün hakkında ne kadar geri bildirim verebilir? Çayın fonksiyonu veya tadı noktasında bir deneyimi yoksa. ” Mesleki, hobi vs.” Ürün üzerindeki etiket bildirimleri dışında bir şey yaramaz.
    Gideceği yer, “çay bloggeri veya çayla ilgili de postlar yazan bloglar” olmalı.
    Saygılarımla.

    1. Mesela turkmustafa.com “bi çayyaş daha” sloganlı, okurları tarafından çay tiryakiliği bilinen ve hatta logosunda çay bardağı olan adamı bulmak yerine makyaj bloğunu nerden bulurlar değil mi? 🙂 Size katılıyorum BahçePerim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top