skip to Main Content

İlk Görüşte Elenen CV-Özgeçmişler [Röportaj]

İnsan Kaynakları

İnsan Kaynakları Uzmanı Derya Köşebent İle Röportaj

>>Merhaba Derya. Biz yıllardır tanışıyoruz ama bu bloğu takip edenler de sizi tanımak isteyecektir.

Derya Köşebent kimdir? Özellikle kariyeri hakkında kısa bir bilgi almak isteriz:

Kocaeli Üniversitesi İnsan Kaynakları eğitimimle birlikte  – en doğru karar olduğunu rahatça söyleyebilirim –  mesleki hayatıma keyifli bir giriş yaptım. Bölümün avantajıyla eğitimden sonra hızlıca iş hayatında perakende sektörüyle birlikte büyümeye başladım. Yaptığım işten keyif aldığım için ilk çalıştığım telekomünikasyon firmasında işe girişimden   6 ay sonra – özel sektörün cilvesiyle mesleğimin bir çok detayını bilmediğim halde sadece pratik, sonuç odaklı ve öğrenmeye açık olduğum için–  departman sorumlusu ünvanını  aldım. Zaman içerisinde yapılan işin niteliği arttıkça kendime güvenim ve mesleki bilgilerim de gelişti. Şuanda kozmetik sektöründe bilgi beceri ve tecrübelerimle (iyi – kötü) gururla görevimi yerine getiriyorum. İnsanın başarılı olabilmesi için öncelikle  işini sevmesi ve  çalıştığı firmaya saygı duyması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, özel sektörde çalışmak gerçekten bazen zorluyor ama yaptığım iş bana hep heyecan vermiştir. Mülakatlar,  işe alımlar, doğum yapan personelin izinleri vb. İş tanımımın insanlar olması bence çok keyifli…

>>İnsan Kaynakları Departmanında Uzun Yıllar Çalışmış Biri Olarak; Görmekten Hiç Hoşlanmadığınız CV-Özgeçmiş Türleri Hakkında Bize Neler Söyleyebilirsiniz?

Özgeçmişlerde ilk dikkatimi çeken unsur resim: sevgiliyle çekilen resimler mi ararsın, tatil resimleri mi yoksa manzara resimleri mi? Düğün resmini koyan bile gördüm. Bunlar yüzümüzde tebessüm oluştursa da aslında düşündürücü şeyler. Çünkü, özgeçmiş adayın karşımızdaki kimliği ve bu konunun ufak bir detay  olmadığını fark edemeyenlerimiz var ne yazık ki.

Mail adreslerine bakıyorum ne kullanıyor, herkes bilir ki ad-soyad şeklinde mail adresleri her zaman daha kurumsaldır. Karşılaştığım mail adreslerini  görsen “yok artık” dersin. Çünkü felsefik cümleleri mail adresi yapanlar küçük birer örneğimdir. Aslında aklımda olan mail adresleri var ancak adayın özeli olduğu için paylaşmam etik değil 🙂

>>Adayın Özgeçmişi Çok Sağlam Olsa Dahi; Bir Takım Hatalardan Dolayı Değerlendirmeye Bile Almadığınız Oldu mu? Örnek Verebilir misiniz?

Tabi ki oldu. Benimle mülakat yapanlar bilirler, görüşmem çok soğuk rüzgarların estiği şekilde olmaz ama çok samimi sohbet havasında da geçmez 🙂 Her şeyden önce adayı her yönüyle  analiz etmeyi tercih ederim. Mağaza müdürü pozisyonu için profesyonel , markamıza yakışacağını düşündüğüm bir yöneticiyle mülakat yapıyordum. Her şey yolunda, iş teklifi yapılacak bir aday; mülakatı sonlandırmak üzereyiz, tipik cümlemiz “biz sizi arayarak bilgilendireceğiz” kısmını da atlatıp notlarımı toparlıyorum  masanın üzerinden.  Aday bir şey sormak istediğini belirtti ve  kirpiklerimin takma olup olmadığını sordu (o an elendi)

Görüştüğümüz sektör, yapılacak iş tanımının kişisel bakımla hiçbir alakası olmadığı halde geçmiş deneyiminden (kozmetik sektöründe  mağaza müdürlüğü yapmıştı) yola çıkarak üstelik mülakat esnasında bunu sorgulaması hem personel profilimize  uygun değildi  hem de mağazada sıcak satış esnasında bayanlarla da muhatap olacağı için güvenilirliğinin tamamını kaybetmesine sebep  olmuştu (o an cevaplar  belirdi kafamda: fazla samimi, muhabbete düşkün, deneyimini mağazadaki personellerde – müşterilerimizde uygulamaya müsait ve en önemlisi  firmamız için uygun bir profil değildi) Teşekkür ederek mülakatı sonlandırdığımda sürecin olumsuz olduğunu anlamıştı ama çok geçti artık. Perakende mağazalarda personelleri kontrol etmek zahmetlidir. Dikkatli olmak gerekir. Örnek; müşterilerin  telefon numaralarını alarak müşteriyi şikayet noktasına getiren personeller vardı Bünyamin. Belki hatırlarsın, işten çıkış sebepleri bu konuda hassasiyet göstermemeleriydi. –Hatırlıyorum-  Göz göre göre buna merkezden destek veremezdik. Öyle değil mi 🙂

>>Güzel Hazırlanmış Bir CV’yi İnceleyip Görüşmeye Çağırdığınız Halde, Görüşmedeki Tutumlarından Dolayı Asla Şans Vermek İstemediğiniz Adayların Ortak Özellikleri Hakkında Biraz Bilgi Verebilir misiniz?

  • Perakende sektöründe çalışıp rotasyon uygulanmasını, haftasonu çalışmalarını, esnek çalışma saatlerini  istemeyenler,
  • Bayan adaylarımız erkek arkadaşlarının onayı olmayan şubede çalışmaya çekinmeleri gibi durumlar (hele de erkek sayısı şube de çoksa)
  • Sektörü bildikleri halde sürekli ayakta durmayı kabul etmeyenler,
  • Her işi yapmak istemeyebiliyorlar. Örnek; kasa personeli kasada kariyer yapmak istiyor (Bu yanlış bir beklenti değil ama aranan pozisyonun özelliklerine göre işi almanızı engelleyebilir veya sizin de zaten çalışmayı tercih etmeyeceğiniz bir çalışma şekli olabilir)
  • Eski şirketlerinde  her firmada olabilecek yönetici profilinden şikayetçi olanlar,
  • Deneyimsiz  olduğu halde maaş kriterini kendisi belirlemek isteyenler  gerçek anlamda rahatsız edici oluyor. Araştırma yapmadan ya da araştırma yaptığı halde sektörel şartları zorlamak isteyenler  çoğu zaman karşımda şanssız konumda bulunuyor.

Yani kısaca çalışma şartlarını eleştirmeleri , kendi istedikleri şekilde değerlendirilmeyi beklemeleri ortak özellikleri.

-Çok teşekkür ederim Derya. Ziyaretçilerim bu bilgileri muhakkak değerlendirecektir. Son olarak, tavsiye niteliğinde paylaşmak istediğiniz birkaç cümleniz var mı?

>>CV-Özgeçmiş Hazırlarken ve İş Görüşmesinde Kendimizi Daha İyi Satabilmek İçin Birkaç İpucu Mesela?

Belirttiğim gibi özgeçmiş hazırlanırken; kullanılan resim, mail adresi,  anlatım tarzına dikkat edilmesi gerekiyor. İlla tek bir formatta CV hazırlamak zorunluluğu tabi ki yok. Bilgileri sade, anlaşılır bir şekilde  karşı tarafa iletebilmesi yeterli.

Özgeçmiş hazırlarken yetkinlikler, kullanılan programlar mutlaka eklenmeli  bu hep atlanan önemsenmeyen bir detay olarak görülüyor ancak bazı firmalar sadece kendi kullandığı  bilgisayar programını bilen adayı bile değerlendirebiliyor.

Bir iş yerinde 10 yıl çalışmış personelin özgeçmişinde her terfisini yeni iş deneyimi gibi dönemlere ayrılmış şekliyle yazmak yerine tek iş deneyimi yazıp son ünvanının altına tüm iş tanımlarını detaylandırmasının daha olumlu izlenim bıraktığı görüşündeyim. Özgeçmiş daha anlaşılır oluyor çünkü.

İş görüşmesine mümkün olduğunca zamanında gidilmeli, eğer yetişilemeyecek bir durum varsa arayıp haber verilmelidir. Mesela aday, tam zamanında görüşme yerinde ancak mülakat yapacak kişiyi beklemek zorunda kalabiliyor. Bu konuda agresif tutum sergilemeyin. Belki sabrınız ölçülüyor orada beklide gerçekten o an şirket içi bir sıkıntı var ve o giderilmeye çalışılıyordur. Emin olunsun ki aday beklerken zaten onu özellikle bekletmeyi kimse  istemez (arada istisnalar var onlar bu konunun dışında)

Mülakatlarda özellikle satış odaklı personel  seçimi yaptığım için adayların çok uzun, sonu gelmeyen cümleler yerine daha açık rahat anlaşılır cümlelerle kendini ifade etmesi yeterli olacaktır. Aslında bu durum her pozisyon için geçerli. Cümle içinde “ya – yani“ tekrarları bunaltıcı olabiliyor. Örnek; şuan birlikte çalıştığım iş arkadaşım bir cümle içerisinde defalarca “yani, öyle yani , olabilir yani , tabi ki yani“ kelimelerini kullanarak beni hayattan soğutabiliyor. Bu işkenceye personellerimizin maruz kalmasına gönlüm razı olmaz 🙂

İş görüşmesinde sakinliği korumakta fayda var. Heyecanı bastırarak kendimizi rahat ifade etmeliyiz. Mülakatta sayısal ya da sözel  ufak testlerden geçerken yanlış yapmaktan korkmayın çünkü amaç orada sizin davranışlarınızı ölçmek olacaktır. Firma yetkilisi, personelinin hata karşısında ki tutumunu görmek ister.

Özel hayatın tüm detaylarını görüşme yapılan kişinin sormadığı sürece bilmesine gerek yok. Sorsa bile belirli seviyede açıklama yapma özgürlüğü var adayın.

Eski firmayı kötülememek lazım. Çünkü, adayın anlattıkları bizim en büyük referansımız. “Başka bir dönemde bizim firmamızı da kötüleyecek demek ki” izlenimi oluşuyor.

Ve son olarak; iş görüşmesine özenli gidilmeli. Yoğun ter kokuları, fazla baharatlı yiyecekler tüketilmesi mülakat esnasında hep zorlamıştır. Sadece biraz daha özen istiyoruz 🙂

Anlatabileceklerimi kısaca aktardım. Umarım biraz da olsa yardımcı olabilirim. Tavsiyem: her ne iş yaparsanız yapın, yeter ki sevdiğiniz işi yapın. Gerisi çok kolay .. Herkese bol şanslar.

7 Yorum
  1. Bu CV konusu yöneticilerin abartı konusu oldu. Parekende sektörüne eleman almak için CV çalışması yapan ve bir sürü nitelik, nicelik isteyen firma karşıdakine ne maaş vaad ediyor ki bu kadar büyük beklenti içinde. Kasiyerin kariyer düşünmemesi ne demek? 1990 yılında staj yaptığım ismi çok büyük bir otelin genel müdürü, 20 yıl önce o otele bulaşıkçı olarak girmişti. Yine bir başka staj yaptığım otelin müdürü ise bahçevan.

    Yanlış anlaşılmasın bu örnekler uluslararası zincir otel. Kariyer basamağı olmayan ve bunu tüm personeline açık yapmayan firma öyle profesyonel filan değildir. Olsa olsa bol parası olanların bir araya geldiği binlerce örneği olan amatör kişilerdir. Branşım değil ama parekende sektöründe personele nasıl davranıldığını iyi bilirim. Hatta bir çok farklı firmalarda da… Maaş, iş saatleri, çalışma ortamı elbette sorulacak sorulardır. Bu yüzden insan mı elenir?

    1990 yılında Hürriyet gazetesi bir araştırma yaptı. Türkiye’deki üniversiteleri gezerek, öğrenciler üzerinde bir anket yaptı. Ankette tek soru soruldu. Kantinde, arkadaş ortamında, kafede vs. yerlerde tartıştığınız öğrencilerin, yani sizlerin sorunlarını 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazıya dökün denildi.

    Yanlış hatırlamıyorsam başarı oranı %2 idi.

    Demem o ki, CV’lerin sahipleriyle görüşmeden elemek, çöp tenekesine atmak (ki koca bir uluslararası şirketin Türk CEO’su söylemişti) belki de en yararlı personeli kaybetmek anlamına gelebilecektir.

    İnsanca maaş, insanca çalışma ortamı, kariyer fırsatı ve (sizi istediğim şubeye gönderirimin adı rotasyon oldu) karşılıklı anlaşarak rotasyon durumunda yıllarca çalışacak personel bulursunuz. Ama parekende sektöründe yıllarca çalışacak personelin istenmediği aşikarken neyi tartışacağız?

    Son olarak firmaların yönetimleri çok iyi ve yetişmiş kalitede ama personeller çok şey istiyor demek için önce aynaya bakmak gerekir diye düşünüyorum.

    Ha gençlere tavsiyem mi? Ticarete atılın. İsterseniz su satın ama ticarete atılın. Asgari ücretten fazla kazanırsınız ticarete atılın onun bunun maskarası olmayın.

    1. Çok haklısınız fakat ticaret de herkesin yapabileceği veya yapmak isteyeceği bir iş değil. Şuan ben de o kadar yorgunum ki terfi vermek istediklerinde “kalsın” diyebiliyorum bazen. Çünkü sorumluluk veriyorlar ama karşılığını ödeyemiyorlar. Sorumluluk veriyorlar yetki veremiyorlar.

      “Sen harıl harıl çalış, bir problem olduğunda sana hesap soralım, şu kadar insanı sen yönet, idareci ol ama para isteme. Yıllık izninin tamamını tek seferde kullanmayı isteme, esnek ol, gerekirse evine geç git ama işin her şeyden önde olsun… ” düşüncesiyle adeta sömürüyorlar personeli.

      Düzen bu hale geldiği için toplumsal bir uyanış veya devlet eli ile sıkı müdahale şart oldu. Umarım sonumuz hayırlı olur

  2. Ticareti herkesin yapamayacağı düşünceniz sadece bir ön yargı. Einstein’in dediği gibi de “Ön yargıyı yıkmak atomu parçalamaktan daha zor!”

    Etrafınıza bakın. Siz hangisi olamazsınız? Herkes milyon, milyar dolarlık firma olmak zorunda değil. Köşe başında tatlı satan, simit satan adam, ayakkabı boyayan, tuhafiyeci, bakkal vs. bile Türkiye’de bir çok personelden fazla para kazanıyor.

    Peki personel olmaktaki amaç ne? Daha iyi yaşam için, daha iyi kazanç değil mi? Ha deniliyorsa ki ayranı yok içmeye diye ona sözüm yok. Ama artık insanlarımızın şunu anlaması gerekir ki, herkes personel olmak için uğraşmamalı. Aksine herkes ticaret için uğraşmalı. Gerekiyorsa tek kişilik bir ticaret.

    Özellikle eğitimli, akıllı insanların sızlanmaya hiç mi hiç hakkı yok bu konuda. KOSGEB 50 bin TL hibe veriyor iş yeri açanlara. Daha nice imkanlar var.

    Ülkeyi dizilerle, filmlerle, reklamlarla öyle hale getirdiler ki bu millette öz güven kayboldu.

    Bu konu uzar gider. Alan memnun değil, veren memnun değil… Tasası da bana düşmesin…

    1. Dikkat ederseniz “ticareti herkes yapamaz veya yapmak istemez” şeklinde ifade ettim. Bence herkesin ticaret yapması gerektiğini savunmak doğru değil. Memurluktan keyif alan bir insan neden kaldıramayacağı taşın altına elini soksun. Maksat mutlu gelir üretmek değil mi? Eğer tek maksat köşeyi dönmekse o zaman herkes ticaret yapsın diyebiliriz ama önemli olan bence insanın kendisini nerede ve nasıl huzurlu hissettiği ile ilgilidir

  3. Herkes ticaret yapamaz demek bence dogru ama soyle, herkes ticaret yapmaya cesaret edemez. Yani risk almaktan korkup onun yerine ayda onceden belirlenmis bir ucret karsiliginda zamanini degistirmeyi tercih eder. Sahsi gorusum de kesinlikle baskasi icin zamaninizi onceden belirlenmis bir ucret mukabilinde satmaktansa ticarete girmek en iyisidir. Tabi maddi imkanlariniz olcusunde. Derseniz ki su an elimde hic bir birikim yok. O ikinci mesele. Birincisi ne yapacaginizi ne zaman baslayacaginizi planlamak. Semayeyi zaten hali hazirdaki isinizde calisarak biriktirebilirsiniz. Hatta projeniz cok saglamsa finansi bankalara yukleyebilirsiniz. Hayal degil plan yapmak. Inanin kapilar zamanla acilir, hic hayal edemediginiz, ongoremediginiz firsatlar gelir veya size gorunmeye baslar. Cunku bakis aciniz degisir, zengin olmak isterseniz zengin olursunuz. Zenginlik fikri veya cok para fikri sizi korkutuyorsa o zaman once mindset yanlistir onu duzeltmeniz gerekir.. ya mesele cok uzadi baska yerlere gidiyor. Herseyi bastan anlatmak gerekiyor. Asla baskalarini zengin etmek icin calismayin, asla para icin calismayin. Sirketler size itiraz etmeyeceginiz kadar para verir. Sosyal diyalogunuz iyiyse esnaflik, matematik ve disiplininiz iyiyse yatirimcilik ( finansal araclarla) el becerisi ve sanatkarliginiz iyiyse hizmet sektorleri hem insani iliskileriniz hem matematik hem ikna kabiliyetiniz yuksekse komisyonculuk is planlama vs vs daha cok yazabiliriz. Ama asla bir cv doldurup birinin size sacma sorular sormasina izin vermeyin. Ya da simdilik sabredin 🙂 omrumde girdigim tek mulakatta sadece iki sorudan sonra izin verin planimi anlatayim dedim, siz olsanizda olmasaniz da bunu yapacagim dedim. Bizimle yap dediler. Inanciniz herseyinizdir unutmayin.

  4. Merhaba,

    Ben işe görüşmesindeyken bana iş ile ilgili hiç birşey sormadılar hobiler – nerelerden hoşlanırsınız – iş tanımı hayırlı olsun şeklinde oldu.

    Gözümden mi anladılar artık nasıl çalışacağımı anlamadım 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top