skip to Main Content

Markalar İçin Sosyal Medya Yönetimi Tavsiyelerim

Pazar payı büyük markalar veya pazara nüfus etmeye çalışan yeni markalar sosyal medyanın gücünü arkalarına almak istiyorlar. Buraya kadar doğru. Peki, bütün markalar bu gücü doğru kullanabiliyor mu? Evet, markalar için sosyal medya büyük bir güç ve bu gücün doğru kullanıldığından emin olmak gerekir. Pirelli’nin reklam filminde kullandığı slogan ile konunun önemini hatırlatmak istiyorum:

“Kontrolsüz güç, güç değildir” 

Bkz: Slogan Nedir?

Bu yazıyı kaleme alma sebebim, içerik yönetimi konusunda freelance destek verdiğim markalardan birinin oldukça sağlam adımlarla ilerlemesine rağmen sosyal medyada aynı başarıyı gösteremiyor olmasıdır. Destek verdiğim bu markanın davranışlarından yola çıkarak aynı hataya düşen başka markalar da keşfettim. Gördüm ki bu ölümcül bir hata! İyi bir iş yapmak isterken, marka itibarına zarar vermek veya maddi kaynaklarımızı işe yaramaz bir çalışmayla israf etmek doğru olmasa gerek. Şimdi bu hatalar üzerinden giderek, asıl olması gerekeni belirtelim.

markalar için sosyal medya

markalar için sosyal medya

Peki, sosyal medyayı yanlış kullanan markaların hataları nelerdi?

1- Herhangi bir içerik planlaması yapmamak

Arkadaşlar, planlamanın önemini bu yazı altında tartışmamız gereksiz olur diye düşünüyorum. Elbette, planlama olmadan başarı yalnızca tesadüf olur. Şansa inananlardan değilseniz, sosyal medya içerik planlaması yapmadan iyi bir iş çıkarabileceğinize de inanmamalısınız.

İyi bir içerik planlaması için gerekli tüm öğeleri bir araya getirmeye çalışın. Ben söyleyeyim mi? Çok basit:

  • Bir adet excel tablosu,
  • Bir adet içerik yazarı (markanızın yazılı iletişim ve içerik yayın kanallarını yöneten, haliyle pazarlama becerisi olan bir yazardan söz ediyorum),
  • Bir adet görsel tasarımcı (Görsellerin sosyal medya etkileşimi için ne kadar önemli olduğunu biliyor olmalısınız).

İçerik yöneticiniz haftalık veya aylık sosyal medya içerik planlamasını excel üzerinde yapar. Excel tablosunda hangi gün, hangi kompozisyonun paylaşılacağını açıklar. Çeşitli kurgular yapar ve bu kurgularda kullanılacak metinleri belirtir. Görsel tasarımcınız ise bu tabloya bakar ve istenilen görsellerin hazırlanmasını sağlar. Ardından içerik yöneticiniz veya sosyal medya hesaplarınızla ilgilenen kişi bu kompozisyonların, tablodaki tarihlere uygun şekilde paylaşılmasını sağlar.

Sosyal medya içerik planlamasında periyodik tekrar eden içerik türleri (kategoriler) oluşturmak etkilidir. Örneğin haftada 7 paylaşım yapılıyorsa bu paylaşımların ne türden paylaşımlar olacağı da planlamanın bir parçasıdır.

Örnek:

  • Haftada en az bir kez blog yazılarımıza çağıran paylaşım,
  • Haftada x kez hedef kitlemizin ilgilenebileceği sosyal sorumluluk mesajı,
  • Haftada y kez ilginç bilgiler,
  • Haftada z kez abc konulu paylaşım…

Bu kategoriler tamamen örnek olması içindir. İlla bu tür paylaşımlar yapın demiyorum ancak ne tür paylaşımların yapılacağı hakkında sınırları belirlenmiş kurallar oluşturun demek istiyorum. Bu sınırlar, vakti zamanı geldiğinde parlak bir fikir ile yeniden esnetilebilir.

2- #Hashtag bombardımanına tutmak

Blog yazılarında hedeflediği anahtar kelimeyi tekrar etmekten yazının anlam ve bütünlüğünü bozan yüzlerce yazar gördüm. Tam buna gözüm alışmıştı ki o da nesi? Benzer bir çılgınlık sosyal medyada türedi. Yaptığı paylaşımın herkes tarafından görülmesini isteyen markalar sosyal medya için anahtar kelime görevi gören hashtagleri tüm bonkörlüğüyle kullanmaya başladı. Ortaya ise “ben bir reklamım” diye bağıran sosyal medya paylaşımları çıktı.

Bunu yapmayın. Bir paylaşımda 10 tane hashtag kullanmak tüm kompozisyonu tek hata ile hiç etmek demektir. Benim önerim, mesajın sonuna gelecek şekilde maksimum 3 adet hashtag kullanılmasıdır. Daha iyi bir öneri isterseniz, 1 adet hashtag bile bazen fazladır demek istiyorum.

Örnek: Yastık satan bir markanız varsa, sosyal medyada şu güzel mesajın ardına o hashtagleri dizmeyin.
“Rüyalarınızı seçemeyiz ama kesintisiz rüyalar görmenizi sağlayabiliriz. #rüya #uyku #uyumak #gece #yastık #rahat #kesintisiz #yumuşak #keyifli #bambaşka…”

3- Sosyal medyada görsel ile mesajı birleştirememek

Markalar için sosyal medya paylaşım görsellerinin usta ellerde hazırlanması gerektiğini söylemiştim. Söylemediğim önemli bir ayrıntı daha var. Onu da şimdi söylüyorum:

Vermek istediğiniz mesajın özünü –en kısa cümlelerle– görselin üzerine yerleştirin. Yani görselleri birer haber manşeti gibi kullanın. Paylaşımın alt bağlantı kısmında ya da üst bilgi kısmında olması gereken başlığı görsel üzerine yazın.

Örnek: Bilgisayar satıcısıysanız, paylaşım için hazırladığınız bilgisayar görseline tam ortadan renkli bir şerit çekin. Şeridin üzerine ise “neden bu kadar sessiz çalıştığını biliyor musunuz?” gibi bir mesaj atın. Bu tamamen temsili bir örnektir. Resmi tam ortadan bölmek zorunda değilsiniz. Dikkat etmeniz gerekenler şunlar:

  • Görsel üzerindeki yazılı mesaj rahatlıkla okunabiliyor olmalı. Arkaplan renginden veya yanlış boyutlandırmadan kaynaklanan okunma zorlukları olmamalı.
  • Görsel üzerindeki metnin 7 kelimeyi geçmemesi, okunma ve tıklanma oranını artırır. Derdinizi ne kadar az kelime ile anlatırsanız o kadar fazla tıklanma alacaktır. Bu da deneyimle sabit bir önerimdir.

4- İlgi çekmek için marka imajını zedelemek

Buraya kadar bahsettiğim konulara önem vermezseniz zaten marka imajınız olumsuz etkilenecektir. Bu durumda sosyal medya kadar büyük bir gücü, sizi yıpratan güce dönüştürmüş olabilirsiniz. Önceki 3 maddenin doğru uygulanması konusunda anlaştığımızı düşünerek 4. ve çok önemli diğer maddeyi açıklıyorum:

Markalar için sosyal medya paylaşımının başarısını ifade eden tek kriter çok tıklanması (etkileşim) değildir. Evet, bu öncelikli beklentilerimizden biridir ancak tek başına değerlendirilmemesi gerekir. Sırf birileri tıklasın diye insanların sosyal medyada en çok görmek istediği komik paylaşımları kullanmak isteyebilirsiniz. O halde tehlikeli sulardasınız demektir. Mizah kesinlikle işe yarar fakat ince bir mizahçınız yoksa markanızın ciddiyetini bozabilirsiniz. Bence her işi uzmanına bırakmakta fayda var.

İnsanlara, koltuktan düşürücü kahkahalar attırmak, ticari amacı olan bir işletmenin değil; komedi sayfalarının işi olsa gerek. Eğer mizah konusunda çok emin değilseniz, tebessüm ettirecek paylaşımlar kurgulamaktan daha fazlasını düşünmeyin. Zorlamayın. Kaş yaparken marka itibarınızı zedelemeyin.

5- Sadece tanıtım odaklı olmak

Markalar için sosyal medya, düşük maliyetli ve yüksek dönüşümlü reklam kanallarından biridir. Maliyetlerin düşük olması orayı sonuna kadar sömürmemiz gerektiğini göstermez. Sayfanızı takip eden insanları bıktıracak türden reklam içerikli paylaşımlar yapmayın. Elbette, markamız için sosyal medyayı yine bir pazarlama kanalı olarak kullandığımızı biliyorum. Tam da bu yüzden uyarıyorum:

Markanızın hitap ettiği kitle bellidir. Örneğin, kadınlara yönelik bir ürün satıyorsanız, kadınların sevebileceği çeşitli paylaşımlar yapın. Birinci maddede bu konudan bahsetmiştim. Kadın haklarını savunan sosyal medya paylaşımı yapmak ürün satışlarınızı anlık olarak etkilemeyebilir ancak markanız ile tüketiciler arasında duygusal bir bağ oluşmasını destekler. Hele de görselin bir köşesine, rahatsız etmeyecek boyutta marka logosu koyarsanız alın size marka bilinirliği (göz aşinalığı) çalışması 😉

Markalar için sosyal medya konulu yazımı ŞİMDİLİK sonlandırıyorum. Devamı gelecek. HızlıAdam’ı takip edin.

Bünyamin Kapıcıoğlu | İçerik Yöneticisi & Yazar

11 Yorum
  1. Sosyal medya artik cok onemli ama bazi firmalarda bakis acisi sosyal medya =satis seklinde. Sosyal medya hesaplarindaki paylasimlarin hemen satislarini artirmasini bekliyorlar. Bunu da eklemek istedim

  2. Çok güzel bir içerik hazırlamışsınız. Bende kendi blog sitemde markalaşma konusunda özellikle sosyal medya hesaplarında sorun yaşıyorum. Bu taktikleri deneyeceğim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top