skip to Main Content

Üniversite Bitirip İşsiz Kalma Nedeni

Çalıştığım eğitim kurumunda, sürekli üniversite öğrencilerinden benzer serzenişler duyuyorum.

“Üniversiteyi bitirdim. İş ilanlarına başvuruyorum. Kimse beni iş görüşmesine çağırmıyor. Çağıranlar da biz sizi ararız deyip aramıyor. Yani iş görüşmelerim hep olumsuz sonuçlanıyor. Bir yerlerde tanıdığımız olmadığı için sanırım. Oysa ki ben x alan mezunuyum. İşsiz kalma nedenim ne?”

yeni mezun iş bulma sorunu

Yukarıdaki paragraftan birkaç cümle çıkarın veya ekleyin. Sonuç olarak birçok üniversite mezunu şuan işsiz. Ayrıca isyanlarda. “Neden kimse beni işe almıyor?” sorusu hayata karşı bir küskünlük ve karamsarlığa sebep oluyor. Haklılar da. O kadar uzun yıllar emek edip; okuyarak diploma sahibi olan bir gencin İşsiz Kalma Nedeni ne?

Bu yazıda, yine tüm SAMİMİYETİMLE, bildiğim birkaç sebepten bahsetmek istiyorum. Umarım birçok üniversite öğrencisi bu yazımı mezun olmadan önce okur. Lakin mezun olduktan sonra okuyor olmak da geç kalındığı anlamına gelmez. E hadi buyrun.

İş Deneyiminiz Var mı?

Muhtemelen baktığınız ilanların çoğunda en az 2 yıl iş deneyimi maddesi vardır. Mülakatlarda soruluyor olmalı: Daha önce hiç çalıştınız mı? Ne işler yaptınız?

Bu sorular karşısında cevaplarımız negatifse kimse bize şans vermek istemeyebilir. Bir çok kez duymuş veya bu cümleyi kullanmış olmalısınız:

“İyi ama… Kimse bana şans vermezse ben ilk iş deneyimimi nerede, nasıl edineceğim?”

Yine haklısınız. Fakat içinde bulunduğumuz eğitim müfredatı, işverenler için zorlu seçimleri mecbur kılıyor. İşverenler ince eleyip sık dokumak zorunda kalıyor. Gaddar oldukları için mi? Hayır hayır yanılıyorsunuz.

Bizler genellikle yapmak istediğimiz iş için değil, toplumca değerli görülen bölümlerin mezunu olmak için okuyoruz. Ya da puanımızın yettiği ve en çok itibarı olan bölüm hangisiyse onu seçiyoruz. Birinci hatamızı bize tamamen eğitim müfredatı ve toplum yargıları yaptırıyor. Oysa ki bazı ülkelerde olduğu gibi gençler, spesifik uzmanlıkları tespit edilerek yönlendirilse, eğitim müfredatı her bireyin şahsi yetenekleri üzerine gelişebilmesine imkan sağlasa bu gibi problemleri yaşamazdık. Velhasıl amacım isyan etmek/ettirmek değil. Madem şuan için eldeki düzen bu; peki biz bu düzende nasıl kendimize yer ediniriz-i açıklamaya çalışıyorum.

Örneğin ben Biyomedikal Cihaz Teknolojileri mezunuyum ama hiç o işi yapmadım. Üstelik, elektronik konusunda hem liseden hem de üniversiteden başarılı mezun olmama rağmen. Direnç hesaplamayı, devre analizini, akım ölçmeyi, diyotu, zenerdiyotu, kondansatörü vs çok iyi biliyorum. Özetle elektronik devre elemanlarını ve çalışma prensiplerini iyi biliyorum. Fakat düşünüyorum da: Medikal firmalarından biri beni işe alsa oturup bir cihazı tamir edemem. Kalibrasyon ayarı yapamam. Endoskopi, MR, Tomografi vb cihazlarının kurulumunu yapamam. Örneği kendi üzerimden veriyorum fakat bu birçoğumuz için geçerli bir durum değil mi? Bilirsiniz işte teoride öğrenilen ile uygulamadaki bir olmuyor. Aradaki ilişkiyi kurmak da çok zor oluyor.

İş verenler, en iyi diplomaya değil; işi en iyi yapacak kişiye ihtiyaç duyar. Diploma işin ilk şartı olsa da işe girmek için yeterli değildir malesef. Çünkü iş=ticarethane işçileriyle kazanç sağlar. “Ustayı usta yapan el aletleridir” sözünü kurumlar için de düşünebiliriz. Kurumu kaliteli kılan çalışan personelleridir. Ne kadar güçlü kadro; okadar başarılı işler demektir. Başarılı iş=daha çok kazanç anlamına da gelir.

Hal böyleyken, işverenlerin tedirgin olmasını da normal karşılamak gerekir. Sizi işe aldıktan sonra 15 dk’lık oryantasyon eğitimiyle hiçbirşey katamayacakları kesindir. 1 haftada yetişmeniz mümkün mü? Gelin gerçekçi olalım. Bir firmanın sizi iş görebilir hale getirebilmesi için en az 6 ay verimsiz personel olarak değerlendirmesi gerekir ki üniversiteden almış olduğunuz temelle işe adapte olun ve artık o firmaya gerçekten yarar sağlamaya başlayın. Düşünsenize 6 ay size iş öğretecek; üstüne bir de üniversite mezunu maaşı verecek. Üstelik ülkemizdeki özel sektrölerin turnover oranları (Personel sirkülasyonu) bu kadar yüksekken. Ayrıca bunu yaparken sizin iş disiplinine sahip olup olmadığınızı tahmin bile edemeyecek. Çünkü daha öncesinde hiçbiryerde çalışmamışsınız.

mülakatYani işverenler deneyimsiz bir personeli işe aldığında, beraberinde şu riskleri de almış olurlar:

Uzun süre iş öğret, işi öğrenene kadar verimsiz olsun. 
-Bu kişi iş hayatında sadakatli olabilir mi? Sabırlı mı? Daha önceki iş yerinde ne kadar süre çalışmış bilemiyoruz. Ansızın bırakıp giderek yeniden başlamamıza sebep olur mu?
-İş disiplinine sahip mi? Önceden çalışmış ve referansları olsaydı sorardık en azından. Bilemiyoruz
İşi öğrendikten sonra hayalini kurduğu bir firmaya geçmek ister mi? Ya emeğimiz boşa giderse?

Yukarıdaki maddelerden özellikle kırmızı renk olanları işverenleri her zaman terleten düşüncelerdir. Bugün istediğiniz firmada çalışamıyor olmanızın en büyük sebebi iş tecrübeniz olmaması ise eğer; size bir şans verecek firmada iş deneyimi edindikten sonra diğer yerleri zorlamayacağınız ne mâlum? Ki genellikle öyle olur.

İş dünyasında ilk çalıştığımız yerleri basamak olarak kullanır, ilerleyen süreçte daha iyi teklifleri anında değerlendirmek isteriz. Ya da daha iyi yerleri aramaya başlarız.

Eğer işverenlerin endişelerini anlayabiliyorsak, kendimizi daha iyi nasıl satarız kısmına geçelim.

Mezun Olana Kadar İş Deneyimi Edinmek Önemli:

Yok ben mezun oldum. O treni kaçırdım diyenler de okumaya devam etsin lütfen.

Okuduğunuz süre zarfında eğlenmeyin demiyorum ama iş dünyasını da ufaktan zorlamaya başlayın. Staj yapacak yerler arayın. Gerekirse ücretsiz staj yapın. Yeter ki mezun olduğunuzda alanınızla ilgili bir iş deneyiminiz olsun. CV – Özgeçmişinizde bir firma, bir referans ve bir çalışma süresi yazsın. Bu durum ilerde birçok iş görüşmesine özgüvenle girmenizi sağlayacaktır. İşe alınma riskiniz iki katı değil, üç katı artacaktır.

Naylon Staj Yapmayın!

Sırf mezun olmak için staj yapmak zorundaysanız bunu mezuniyet mecburiyeti olarak değil; ilerde iş bulma mecburiyeti olarak görmelisiniz. İş görüşmelerinde sizi mülakata alan işe alım uzmanları o kadar güzel sorular soruyor ki: eğer tecrübesizseniz kabak gibi sırıtıyorsunuz. Bundan şüpheniz olmasın. Yani CV’nizi naylon deneyimlerle doldurmanız çok anlam ifade etmeyecektir. Tecrübeleriniz gerçek iş tecrübesi olsun. Ayrıca bütün firmalar işe aldığı personeli 2 aylık deneme sürecine tabi tutar. Mülakatta kendinizi sattığınız gibi değilseniz; teşekkür edip muhasebeden hesabınızı keserler.

Stajımı da Yaptım. Mezunum ve Yine İş Bulamıyorum:

“Stajımı yaptım. İş deneyimim var. Mezunum. Herşey olması gerektiği gibi fakat iş bulamıyorum” diyorsanız eğer ne kadar süre staj yaptığınızı, nerede staj yaptığınızı ve ne şekil yaptığınızı bir kez daha gözden geçirin. Sizce bu staj size çok şey kattı mı? Muhtemelen katmamış olmalı ki mülakatlarda kendinizi satamıyorsunuz. Veya CV’nizde yeteri kadar sükseli durmuyor.

Öyleyse düşük maaşlarla çalışmaya veya tekrardan stajyer ilanlarına başvurmaya ne dersiniz?

“Asla olmaz öyle şey. Enayi miyim ben? Çalışacaksam para mı isterim!” demeyi bırakın. Hepimizin paraya ihtiyacı olduğu kesin. Fakat eğitim müfredatımızın bizi yeterince donanımlı mezun etmediği de kesin; iş verenlerin bizim babamız olmadığı da… Ne yazık ki.

Bunları söylerken ununu elemiş, eleğini asmış biri olarak atıp tuttuğumu düşünmeyin. Çünkü kariyerimde asgari ücretle mağaza müdürlüğü deneyimim var. Bildiğiniz asgari ücret ile 2 katlı koca bir mağazadan sorumlu tutuluyor ve sürekli rapor (bir nevi hesap) vermek zorunda kalıyordum. Çevremden aldığım tepkiler de cabası:

“O kadar okul okudun aldığın paraya bak. Seni kullanıyorlar. Niye kullandırtıyorsun kendini? Pes doğrusu vs”

Fakat ben kulaklarımı tıkayıp işimi özveri ile yapmaya devam ettim. Çünkü mezun olduğum bölümle ilgili hiç iş deneyimim yoktu. Çünkü geleceğimi o işten kazanasım da yoktu. Staj yapmamıştım. Ee hayat bir bedel oyunudur. Muhakkak ödenmesi gerekir. Ben de o bedeli mezun olduktan sonra istediğim alanda sıfırdan başlayarak ödüyordum. Şimdi güzel bir CV sahibi olduğumu düşünüyorum. Bundan sonrası benim için çok daha kolay. Bu yüzden aynılarını sizlere de tavsiye ediyorum.

İlk İşimi Nasıl Bulabilirim?

Kariyer.net, secret.cv, yenibiris.com vb iş ilan sitelerinde mesleğinize ilişkin iş ilanlarında deneyim aramayan firmaları filtreleyerek; arama terimlerinde stajyer, junior gibi terimleri veya filtreleri kullanarak iş ilanlarına bakıyor olmalısınız. Buraya kadar hepsi doğru. Ek olarak her başvurunuza “ön yazı” ekleyebilirsiniz. Ön yazıda meramınızı anlatmanız size eksi puan yazmaz. Çekinmeyin. “Kendimi yetiştirebilmek için firmanıza güveniyorum. Kariyerime firmanızda başlamak ve sürdürmek isterim. Uzun yıllar çalışmak ve xfirmanız aile bireyi olmak dileğiyle. İyi Çalışmalar” gibi birkaç cümle yazılabilir.

İş İlan Sitelerinden Geri Dönüş Alamazsanız

Mezun olduğunuz bölümle ilgili alanda faaliyet gösteren firmaların listesini çıkarın. Sonra google vasıtasıyla tek tek bu firmaların web sitelerine erişin. Birçok firmanın web sitesinde “Bize Ulaşın, İletişim, İnsan Kaynakları” gibi linkler vardır; tıklayın. İletişim formunda dosya ekleme özelliği varsa özgeçmişinizi ekleyip açıklama kısmına az önce bahsettiğim gibi meramınızı yazın ve gönderin. İletişim formunda dosya ekleme kısmı yoksa eğer site içersinde mail adresi arayın. Mail adresi bulursanız istediğiniz gibi dosya ekleyebilirsiniz zaten. Onu da bulamazsanız size bir ipucu:

İlgilendiğiniz firmalardan biri HızlıAdam Limited Şirketi olsun. İletişim sayfasına cv ekleyemiyorsunuz. Sitede hiçbir şekilde mail adresi de bulamıyorsunuz. Kariyer, iş ilanı sitelerinde HızlıAdam ilanı yok. Fakat denemek istiyorsunuz. Mail adresini tahmin etmek zor olmamalı. IK@hizliadam.com – ik@hizliadam.com.tr – insankaynaklari@hizliadam.com – tr mail adreslerine CV’nizi gönderebilirsiniz. IK, insan kaynaklarının kısaltmasıdır. Deneyin. 10 firmadan en az 6’sında bu tip mail adresi kullanılıyordur. İş görüşmesine çağrılırsanız orada bu taktiğinizi söyleyerek takdir bile alabilirsiniz. “Firmanızda çalışmak üzere size ulaşabilmek için bu yöntemi kullandım”

Tüm bunların dışında:

iş bulmanızı engelleyen başka sebepler de olabilir:

  • Yanlış hazırlanmış bir CV
  • Hatalı kıyafetlerle, saç sakal dikkatsiz iş görüşmesine gitmek
  • İş görüşmesinde kendini iyi satamamak
  • Endişelerden kaynaklı yalanlar söylemek vs…

Bu konularda incelemenizi isteyeceğim birkaç adet yazım var:

Bu kategoride son sayfadan (en son sayfadaki başlıklardan) başlayarak yazdıklarımı inceleyebilirsiniz.

ÖZETLE:

  • Yıllardır okumuş olmanın karşılığını anında yüksek maaş beklentisine dönüştürmeyin.
  • Staj veya ilk iş deneyimlerinizde maddiyatı en son plana atıp tecrübeleri sömürün.
  • Naylon stajlarla veya ileride yapmayı düşünmediğiniz işlerle zamanınızı öldürmeyin.
  • Hayatın bir bedel oyunu olduğunu ve bu bedelin klimalı sınıflarda eğitim almak kadar kolay olmadığını unutmayın. (Sektörde sürünmek gerekiyorsa bir süre sürünün. Elbet koşacaksınız)

Tüm bunları söylerken çok zor şartlarda okuyan, kendi eğitim ücretini kazanmak zorunda olan ve belki de ağır bedeller ödemiş binlerce, milyonlarca öğrencinin var olduğunu da biliyorum. İmkanı olanlar tavsiyelerimi dikkate almalı ve imkanlar zorlanmalı. Fikirlerim “Naçizanedir”

Bünyamin Kapıcıoğlu | HızlıAdam | Rekabet Hız İster

 

30 Yorum
    1. Teşekkür ederim 🙂

      Siz de yazarsanız okumak isterim. Muhakkak eksik bıraktığım yerler vardır. Şöyle bir beyin fırtınasına yok demem 🙂

      İyi bloglar

          1. Abiii bende unıversteden bu sene mezun olucam ama korkuyorum. Sankıı dunyanın en sansız ınsanıyım allah ıcın. Yardım et napım sana danısım dedım. Herks torpıle bıyerlere gırıyor unıverste bıtırcem hepp sertfıka alsammı dıyorum hatta ozel guvenlık sertfıkası bıle dusundum amaa bı abımız alma asgarı ucret verıyor paran bosuna gıder dedııı napabılırım cok korkuyorum

  1. Dediklerinizi kesinlikle katılıyorum, kısacası da aradığınız iş mutlaka konforlu olmalıdır, çünkü keyif almadığınız bir iş çok kötü sonuçlara götürebilir. Bilirim bunu, yaşadım.

    1. Merhaba,

      Her iş sahası için konfordan bahsetmek mümkün olmasa da sanırım “yapacağınız işten keyif alabiliyor olmanız önemlidir” demek istediniz. Size katılıyorum. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. İyi bloglar

  2. Yazdıklarına katılıyorum Bünyamin ancak çalışmak isteyen açısından bardağın boş tarafına bakılan bir yazı olduğunu düşünüyorum. Ancak bu yanlış bir tespit değil bana göre.

    Şu anda o kadar çok üniversite mezunu var ki; işveren hangi birini seçip işe alacak sorusuna cevap verilebilecek tek yanıt; artık öğrencinin sürekli öğrenme sürecinde olduğunun bilincine varmasıdır. Üniversite yaşantım boyunca yaptığımız tüm projeleri ve araştırmaları gerçek anlamda yapmış ve bunu CV’me eklemiştim. İş görüşmesi sırasında bu projelerden rastgele seçilip bana detaylı sorular soruldu ve deneyime sahip olduğum görüldü. İşe alınma sebebim budur ancak böyle yapan kaç kişi var?

    İşe alınmayan kişinin sorumlusu kendisidir.

    1. Merhaba Mehmet,

      Deneyimini paylaştığın için teşekkür ederim. Dediğin çok doğru: “yanıt; artık öğrencinin sürekli öğrenme sürecinde olduğunun bilincine varmasıdır.”

      Bu arada yaptığınız projeler birer iş deneyimi niteliğindedir. Bu maddeyi eklemeyi unutmuşum. İş deneyimi derken fiilen yapılan her iş buna dahildir.

      Güzel ve doyurucu bir yorum. Eline sağlık. İyi bloglar

  3. yazılanların tamamen yanlış olduğunu söyleyemem. fakat itiraz edeceğim yerler var.

    bir defa türkiye’deki iş dünyası tamamen etikten ve insanlıktan uzak. mesela, geçenlerde denk geldiğim bir ilanda adamlar, istediği elemanın cinsiyetini açıkça yazmışlar. sadece o cinsiyetten eleman istiyorlar. ha, aklınıza böyle mankenlik türü bir iş gelmesin. ama adamlar sanki gözümüz gönlümüz açılsın diye eleman alıyorlar sanki. türkiye’de nedense bu sorunlar hala aşılamadı. cv denilen belgeye hala resim koydurtmalar, şu daha ne işe yaradığına kafamın basmadığı “prezantabl” denen kelimesinin her ilanda yer alması… bu tür şeyler yabancı ülkelerde yasak. hani çok özendiğimiz, aman onlarda olan bizde de olsun dediğimiz batı var ya.

    ha bir de analitik düşünme kısmı var. 🙂 matematik bölümü öğrencisi olarak şunu sorayım: matematik öğrenen herkes veya matematik öğrenmeyen/öğrenemeyen biri analitik düşünebilir mi? bana kalırsa biz matematikçilerden başka analitik düşünmeye kapasitesi yetecek birileri yok bu kainatta. çünkü düşünme sistematik bir eylemdir. düşünmenin temeli mantıktır. matematik eğitimi almış her kişi sistemli düşünmeyi öğrenir. ama aynı şey, matematik öğrenen herkes için geçerli değil. kibirli olduğum, kendimi zeki geri kalanı gerizekalı olarak nitelediğim düşünülmesin. ben böyle süslü kavramlarla iş ilanı verilmesinden nefret ediyorum. analitik düşünecekmiş. sen hayatının kaçta kaçını düşünerek geçiriyorsun desem, bırak onu, günde kaç saat düşünüyorsun desem elle tutulur bir cevap alamam; şu analitik düşünen eleman arayan adamlardan. ama ben uyuduğum 6 saat dışında 18 saat düşünüyorum. çünkü matematik yapabilmek için sürekli düşünmem lazım.

    buraya kadar kişisel öfkemi kustum 🙂

    gelelim tecrübe kısmına. üniversiteden yeni mezun olmuş adam nasıl tecrübe sahibi olacak? adam zaten 9 ayını üniversitede geçiriyor. kalıyor geriye 3 ay. 3 ayda hadi staj yapsın diyelim. her alanda staj yapmak mümkün değil ki. mesela yine kendimden örnek vereyim: ben nerede staj yaparım? dershanelerde mi? özel veya bakanlığa bağlı okullarda mı? bir bilişim firması olabilir mi? aselsan’ın veya benzeri bir firmanın kriptoloji biriminde mi? :)) (kulağa hoş geliyor). üstelik bana tecrübe soran adamların kaçta kaçı tecrübeyle yoğrulmuş bir hayata sahip? olnar bu mesleklere başlarken tecrübeli şekilde mi iş hayatına başlamışlar? velev ki öyle olsun. günümüz türkiye’sinin hali ortada.

    sonuç: bu iş dünyasının şu nazlı tavırları, evlenmeye yanaşmayan, ama erkeğe hayatı zehir eden kızları anımsatıyor bana. sanırım bu haller sadece türkiye’deki iş dünyasına mahsus. kınıyorum. sayılarla olan ilişkim, insanlarla olan ilişkimden çok daha sağlam. bir sayı bulsam da mezuniyet sonrası böyle iş aramakla falan uğraşmasam keşke. :))

    1. Merhaba Gürkan bey,

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Benim de sizin yorumunuza katılmadığım kısımlar var. Hemen belirteyim.

      Öncelikle prezentabl olmak konusunda ben de işveren olsam aynı şartı ararım. Belki iş ilanına madde olarak eklemem fakat kişiden prezentabl olmasını beklerim. Çünkü yapılan her iş, matematik de dahil sunulabilir olmalıdır. Sunan kişi de sunabilir özellikte olmalıdır. Prezentabl olmak tam olarak bu anlama gelir. Kimi için sunulabilir olmanın karşılığı iyi bir diksiyondur, kimileri için de sadece iyi bir tebessümdür. Bu kısmı yapılan işe bağlı olarak değişir. Mesela pişmaniye bıyıklı göğsü açık ve kılları firara kalkışmış bir adamdan ıphone 5 almak istemem. Konuya olan hakimiyetine güvenemem. Imaj, görsellik önemlidir. Ilk izlenim önemlidir. Fakat kendisinden çiğ köfte alırım. Tereddüt etmem.

      Cv’de fotoğraf olmasına da kesinlikle karşı değilim ve hatta avrupa ülkelerinde yasaklanmasını da samimiyetsiz bir hoşgörü senaryosu olarak yorumluyorum. Bugün cvsinde facebook fotoğrafı paylaşır gibi fotoğraf ekleyenler var. Bence kurumsal bir firmada çalışmak için henüz yeterli bilince ulaşmamış kişilerdir. Dolayısıyla mülakata çağırıp çağırmama konusunda iyi bir fikir edinme yöntemidir. Iki tarafında zamanı israf olmaz.

      Iş deneyimi konusuna gelirsek. Mehmet beyin yorumunda belirttiği gibi. Staj vs şart değil. Eğitim süresince yapılan çalışma veya projeler, sizib uygulamadaki başarınızı sergilemeye yetiyorsa bu da bir iş deneyimi niteliğindedir ve çoğu kez yeterli olur. Iş deneyimi=uygulama deneyimi.

      Bazı ilanlarda alakasız olmasına rağmen cinsiyet şartı olması hoş değil. Size katılıyorum. Lakin böyle örnekler var diye Türkiye’de işe alım süreçlerini komple karalamak doğru olmaz.

      Ben bugüne kadar hiçbir iş görüşmesine torpil sokmadım. Erkeğim ve mülakat öncesi aynı işe başvuran güzel bayanlarla aynı salonda beklediğimi bilirim. Fakat rakiplerimin bayan ve güzel olmaları benim o işi almamı engellemedi. Ben de boylu poslu, geniş omuzlu, seksi bir erkek değilim:) doğuştan zayıflık problemi olan, cılız da diyebilirsiniz, 1.70 boyunda standart bir vatandaşım. Yani uç örneklerde takılmanın doğru olmadığını düşünüyorum.

      Analitik düşünce yapısını ise sadece sayısalcılara özgü bir yetenek olarak yorumlamanıza şaşırdım. Doğru veya yanlışlığını tartışmak istemiyorum. Amacım size mualefet olmak da değil.

      Yorumunuzda haklı olduğunuz yerler var. Birazda önyargı ve paronaya gördüğümü de belirtmek istedim. Saygılar

  4. bünyamin bey makalenize bayıldım gerçekten benim için faydalı oldu. Ama tabii katılmadığım bölümler var ama diğer arkadaşlar zaten o konuda yazmış. Benim asıl söylemek istediğim şu ki: staj yapın yok projeler yada bunun gibi şeyler soylediniz sizde diğer arkadaşlarda. fakat ben 4 yıl üniversite okudum sanırım bunun 3 yıldan fazlasını çalışarak geçirdim. bi kafede garsonluk yaptım. bi kırtasıyede fotokopi çektim hatta bazı günler aksam 8 e kadar kafede snra 8 den gece 2 ye kadarda kırtasiyede çalıştım.yazlarıda lojistik depolarda kol işçisi olarak çalıştım hep. yani benim için üniversite eğitim almak değil üniversite bitene kadar kendi geçimimi kendim sağlamaktan ibaretti.şu anda uluslararası ilişkiler mezunuyum. yani alanımda staj imkanı yok. ben ne yapmalıyım sizce. yaşımda 24. ha bu arada mezun olduğum bölüm itibariylr ingilizce bilmem gerek tabi ama oda yok bende. malum çalıştıgımı biliyosunuz artık. ben okula bile gitmedim ki gitsemde universitedeki ingilizceyi ben ilkokuldayken öğrenmiştim zaten. cevabınızı bekliyorum.

    1. Merhaba Üniversiteli 🙂

      Bence siz zor olanı başarmış ve iş dünyasına bir yerlerden giriş yapmışsınız (Bölümünüzle ilgili olmasa da) En azından iş disiplini, kurumsal kültür, çalışma hayatı hakkında bilgi ve deneyim sahibisiniz. Bu önemli bir artıdır. İşverenler bunları önemsiyor hiç merak etmeyin. Yaptığınız işleri zamanı kurtarmak olarak düşünmeyin. Çaycılık dahi yapmış olsanız bu sizin için olumlu bir referanstır. Şayet ben de Tıp elektroniği mezunuydum ama hiç o işi yapmadım. Mezun olduğunuz bölümle ilgili çalışmak zorunda değilsiniz. Amcamın bir sözü vardı “Üniversite diplomasını al da; istersen patates üniversitesi olsun” 🙂 Bu söz ne kadar doğru nekadar yanlış tartışılır ama iş ilanlarına dikkat ederseniz en az yüksek okul mezunu diye belirtilir fakat genellikle bölüm belirtilmez. İşverenler sizin kişisel gelişiminizle daha çok ilgilenir. Üniversite havası solumuş mu? Çalışmış mı? Bu yaşa gelene kadar zamanını nasıl değerlendirmiş vs vs… Bölümünüzle ilgili tavsiyede bulunmam çok zor çünkü ben de o bölüme fransızım. İngilizce öğrenme fırsatınız varsa hiç gecikmeyin derim çünkü artık sektör farkı olmadan neredeyse herkes ingilizce aramaya başladı. Adam backoffice çalışacak belki de kimseyle iletişim kurmayacak ama ingilizce bilsin istiyorlar. Hayat boyu ayağınıza takılır bu ingilizce konusu. (Ben de bilmiyorum ama öğrenmeyi kafaya koydum)

      Dediğim gibi ilgili bölüm iş ilanlarına bakmak zorunda değilsiniz. Severek yapabileceğiniz işlere özgüvenle başvurun. İş tecrübeniz var, diplomanız var vs vs…

      Naçizanedir…

  5. Hocam sanırim iş disiplini kurumsallik vs. dediginiz konularda ogrendigim en onemli sey illaki insanlar nasil calistiginizi farkeder. Er yada geç. Calistigim kafenin sahibi polisan eski bolge mudurlerinden biriydi. Yani adam midur. Resmi mesafeli bi iş. Disiplin konusunda ondan coks ey ogrendigimi itiraf etmeliyim. Nys. Benim konum bu degildi. Şoyleki soyledikleriniz cok faydali. Diger makalelerinizide dikkatle okudum. Bu yuzden soyleyecekleriniz benim icin onemli olacak. Dedigim gibi calistigim isler gunu kurtarma amacliydi. Ama siz iti diyosunuz. Yani ben bunu olur da bi is gorusmesine gidersem soylemelimiyim ? Yada bi makalenizde soylediginiz gibi önyazi olarak yazmalimiyim ? Soylemem gerekiyorsa ne sekilde soylemeliyim ?

    1. İş görüşmesinde açık sözlü olmaktan çekinmeyin. Rahat olun ve meramınızı anlatın. İyi bir firmada kariyerinize başlamak istediğinizi, uzun soluklu birliktelik hayal ettiğinizi belirtin. Ön yazı yazmak önemli bir artı ama hangi işe başvurduğunuz da önemli. Klişelerimden biri “İlanınızdaki kriterleri sağladığımı düşünüyor ve kendime güveniyorum. Kariyerime xxxx markanızda devam etmek ve aidiyet duygusuyla çalışmak isterim….”

      Bu gibi şeyler yazılabilir. Ben yazıyorum başvurularıma. Birkaç kez iş değiştirdim ve en uzun arayışım 20 gün oldu. Doğru CV, doğru başvuru, doğru pozisyon ve doğru ön yazı iş bulmanızı %200 kolaylaştırır. CV teknikleri ve mülakat teknikleriyle ilgili yazılarımı okursanız ne demek istediğimi daha net aktarmış olurum.

      Fikirlerime önem verdiğiniz için beni onurlandırdınız. Teşekkür ederim

      1. sizi anladığımı düşünüyorum hocam. Ayrıca dikkate alıp konuştuğunuz, fikirlerinizi söylediğiniz için teşekkür ederim. hazır konuşmuşken size kısa hayat hikayemi anlatmak istedim. umarım ne saçmalıyo bu banane hayat hikayenden demezsiniz :). Zaten çok kısa anlatcam. özetin özeti. Hocam ben 11 yaşımda evden ayrılmak durumunda kaldım. yatılı okula gittim ki babamın benim için yapmış olduğu en büyük iyiliğin bu olduğunu düşünürüm hep :). neyse ortaokulu böyle yyatılı okudum. sonra liseyi herkes gibi yurtta yada ailesinin yanında değilde bekar evinde okudum. yani üniversiteli gibi ama ben 15 yaşındaydım daha. haliyle aya zordu. üniversiteyide yine bekar evinde okudum. daha öncede söylediğim gibi çoğunu çalışarak geçirdim. ve mesleki olarak yada kişisel gelişim olarak kendimi geliştiremedim kendi başımın çaresine bakmayı öğrenmekten başka. yani şu anda ofiste çalışacak kadar yeterli olduğumu şahsen düşünmüyorum. kısacası ben olsam beni işe almazdım yani. şu anda askere gidicem günü bekliyorum. 20 martta teslim olacağım ve ağustos civarı dönmüş olacağım. sanırım döndüğümde yazları yaptığım gibi depolarda orda burda bi iş bulucam hayatım öyle geçecek. yani vucut işçisi olucam gibi geliyo. asgari ücretle uzun süre sürünücem 🙂 keşke üniversitede zamanım olsada staj dı sertifikaydı böyle şeylerle biraz uğraşsaydım.

        1. Makaleyi kaldırtacaksın bana şimdi 🙂 Yahu Üniversite’de staj, iş deneyimi vs edinmek faydalı olur dedim de bunları yapmayanlar işsiz kalır ya da istediği işi asla bulamaz demedim güzel kardeşim. Karamsar olma. Askerliğini de yapınca daha ciddi işlerde ve daha ciddi pozisyonlarda iş bulabileceğine ben inanıyorum. Sen de inan kendine 😉

  6. Hızlı adamı yorumlarıyla terletmeyi başaran arkadaşları tebrik ediyorum. İyi bir okuyucu kitleniz olduğu içinde hızlı adam yani Bünyamin bey sizi tebrik etmek istiyorum. 🙂

      1. Hızlı adam seni tebrik ediyorum , fikirlerin süper tek taraflı deil her iki tarafı düşünerek yorum yapıyorsun. .Bu saygıdeğer. .genelde insanlar hep bana der ve tek taraflı düşünür. .insanları dolayısıyla farklı yönlendirebilirsiniz. .bir bayan ve bir işveren olarak söylemek istediğim, ben erkek Yeni mezun iç mimar arıyorum askerliğini yapmış 3dmax ve Autocad yapabilecek tecrübe evet olsa iyi olur amabunlari bilen tecrübesi olmayanda olabilir diyorum ama sonuç ben yetistircem dediğin gibi bi zaman ve emek…eee yetiştirdi bisene ikisene sonra arayış peşinde olup başka yerlerde is ariycakmi bu adama ben nasıl guvenecemde bu insana işimi teslim edicem…yarın beni 200 tl için satacak ve başka firmaya gidecek…misa,l yanlış anlamayın. .herkes bu kadar karektersiz deil…..ama var….Sonuç ,üniversiteli amele,çalıştığınız yaptığınız her iş sizi her zaman bir üst düzeye taşıyabilir. ..ama bitirdiğin okulun her zaman vasıflarıni taşıman lazimki ,her durumda,zamanı geldiginde yeri geldiğinde işini yapabilecek durumda olabilesin …Uluslararası Ticaret en başta ingilizce hatta ikinci dil…ilkokul diye bişey yok git gecemi gidiyon haftasonumu gidiyon yap daha gençsin öğren …yoksa aynen dediğin gibi amele kalırsın ,dört seneni at çöpe. …buarada foto çok önemli neolursa olsun biz yabancı deiliz onlarin her şeyi farklı, ben bir işveren olarak kimin neyebenzedigini ,bana vereceği elektriği, karşıma kimin çıkacağını bilmem görmem lazım. ..fotosu olmayanları görüşmeye çağırmiyorum vakit kaybı kimseye olmasın diye..teskkur ediyorum hızlı adam dayanamadım yazdım. …

        1. Bir işveren olarak düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim ancak düzeltmem gereken kısımlar var.

          “…yarın beni 200 tl için satacak ve başka firmaya gidecek…misa,l yanlış anlamayın. .herkes bu kadar karektersiz deil…..ama var….” demişsiniz.

          Biz, işverenleri endişelendiren olasılıklardan bahsettik ama kimseyi de suçlamadık. Bir personelin iş değişikliği hakkından daha doğal ne olabilir? Bunun karaktersizlikle ne alakası var? “Personelimi nasıl elimde tutarım” sorusunu işverenlerin de düşünmesi gerekir.

  7. merhaba 2 yıl muhasebe 4 yıl uluslararası ticaret ve 4 yıl açık öğretim işletme mezunuyum. yazınızda belirttiğiniz gibi iş bulamıyorum sadece neredeyse şehir dışı diyebilceğim uzaklıklardaki fabrikalarda asgari ücretli işçi sınıfında işler buldum. üniversite okumuş birisinin fabrikada tulum elbise giyip işçi olarak asgari ücret ile çalışması normalmidir ? işe alırken konuştuğum kişilere peki hiç üniversite mezunu işçi çalışanınız var mı diyorum hayır çoğu lise terk veya orta okul mezunu diyorlar. 3 tip vardiya sistemi var bazı haftalar gecede çalışmam gerekecek. sizce böyle bir yerde çalışmalımıyım ? ne yapmam lazım sizce ?

    1. Okuduğunuz bölümle alakalı işlerse bunlar, en azından iş deneyimi edinmek adına 6 ay-1 yıl arasında bu zulme katlanabilirsiniz. Dediğim gibi, iş tercübesi edindikten sonra ve bunu CV’nize yazabildikten sonra artık iş bulma olasılığınız kat ve kat artacaktır. Size o firmalarda çalışın diyemem ama ilk iş deneyimlerinizde hayal ettiğiniz standartları aramayın diyebilirim.

  8. Merhaba, ben de bir işsizim. 3 yıl önce öğretmenlikten mezun oldum bilişim teknolojileri öğretmenliğinden. Bilişim ile ilgili kaç tane firmaya başvurduysam hiçbiri beni işe almadı. 3 yıldan beri ücretli öğretmenlik yapıyorum başka da iş bulamıyorum. Benim ikamet yerim Bilecik’in ilçesi. Bazı firmalar da beni ikamet yerim orası olmadığı için kabul etmiyor. Bu duruma bir öneriniz var mı?

  9. Mühendisim okul zamanımda kişisel ve fiziksel özelliklerime göre iyi değerlendirdim. Fakat okul ile ilgisi olmayan hiç iş bilemeyen elemanlar kolaylıkla iyi yerlerde işe girdi çünkü tanıdığı var aşağılık kompleksi de yapmıyorum. ben kendimi yetiştirdim bir miktar kendimi iyi ifade edip satamadığımı da düşünüyorum. Ama işsizliğin anlamsız yükünü tek bu sebebe bağlamak adaletli değil, referanslarıma sorsalar bu eleman iyidir çabuk kavrar işine sahip çıkar staj yaptığım yerlerde ayrılmadan önce bu dönüşleri aldım. Lakin piyasada düzgun anlaşabilecek insani seviyeli birlikte iş yapılabilecek düzgün bir iş bulamıyorum. Dürüst davrananların işe girme olasılığı daha da düşmekte yalan söyleyip dürüst davranmayanı işe daha kolay almaktalar. İşverenler beni bırakıp gidecek şeklinde tarzları yanlış, eleman işinin daha iyisini yapıtıkça hak ettiği parayı vermek zorundadır. Eğer vermiyorsa sadece kendine kalmasını istiyorsa kusura bakmasın bu bencillikle bırakıp gitmeyecek elemanı zor bulur. Çalıştırdıkça elemanın hak ettiği parayı vermelidir. Ben şu an tecrübe için düşük ücretle de olsa neredeyse sigortasız da olsa çalışmayar razıyım fakat böylede olsa rekabetten ihtiyacım yok deyip diplomasız önü kapalı birine işi öğretip çalıştırmaya daha razılar.
    Evet her işi bilmiyorum her istediklerini de birden yapamam fakat kapasitem bu işleri çözdükçe daha iyisini yapmayada kadirdir.
    Teşekkür ederim

  10. Bir tanıdığımın başına gelmişti bu durum adam 4 senelik ktü mezun olup cam fabrikasında 800 tl ye işbaşı yapması için teklif edilmişti tabi bu 5 6 sene öncesi asgeri ücret tutarı idi 🙂

  11. bildigin fiytasko bir yazı ben üniden mezun oldugumda hç bir program bilgisine sahip degildim bölüm grafik tasarımdı daa sonrasına staj yaptım ve herkeze her gittigim yere ben para istemıyorum bana işi ögretin dedim gitmedigim kapı kalmadı ve daha sonrasında bana işi ögretecek herhangi bir işletme bunalamdım o dönemlerde işsiz kalamazdım calışmam lazımdı babamı kaybetmiş tim daha sonrasında yaşım ilerliyordu bir yanda da askerlık sorunum vardı .. magazaya girdim calıştım daha öncesinde sigortamı yatırmayan firmalar mı dersiniz vs cok sıkıntılar cektım paramı alamadım şu anda yaşım 28 hi bir şekilde grafik ile ilgili bir şey bilmiyorum okudum ama neye okudum onuda biliyorum 28 yaşına geldim magazada calışarak hayatımı kazanmak istiyrum fakat işletmelerde sürekli birşey istiyor sürekli satş danışmnalıgı yaptıgım yerde kariyer adı altında insanların milletin kıcında süründügü bir duruma geldim daha sonrasında görsel magazacılık görsel sunum alanımda iş arıyordum… xx bir firmaya daha yeni başvuru yaptım merkezinde görüşme yaptım ika ile daha sonrasında görsel uzmanıyla görüşyaptım…. cok komiktir ki bana kalkıp herhangi bir belgen yok sertifinbkan yok bu aşamada senı alamayız denildi borclarım var vs kira ödüyorum…. bu ülkede istihdam artıyor deniiliyor her 5 kişiden 4 işsiz sacmalıklar diz boyu yaşantım işverenler yüzünden maf oluyor ALLAH BUNLARIN BU GİBİ İNSANLARIM BİN TÜRLÜ CEZASINI versin ne eğitim düzgün alabildik nede calışltıgımız yerlerde bir düzgün kariyer olanagı sağlanmıyor varsa dayın paşasın net….

    1. Merhaba, olumsuz deneyimler yaşamış olmanız bu yazının fiyasko olduğunu göstermez. Ben de tam aksine, bugüne kadar hiçbir iş başvurumda araya “dayı” sokmadım. İş görüşmelerinde kendimi iyi ifade edip işi aldım. Çalıştığım birçok firmada ilk 3 ay içerisinde terfi veya zam aldım. İşverenlere beddua etmek yerine, nerelerde eksikleriniz var biraz düşünün. Evet, Türkiye’de işsizlik var, evet firmalar acımasız ancak bütün personeller dayılarını aracı yaparak işe başlamıyorlar. Bu çok dar ve karamsar bir bakış açısı. Umarım hayalinizdeki işe ve yaşam şartlarına kavuşursunuz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top